adscode
adscode

YÖK ve ÖSYM nereden nereye?

YÖK’e oldum olası güven yoktu ama hiç böyle dibe vurmamıştı. ÖSYM ise, üç beş yıl öncesine kadar, hiç tartışmasız, Türkiye’nin en güvenilir kurumlarının başında geliyordu. Şimdi o da YÖK’le birlikte “en…

YÖK ve ÖSYM nereden nereye?
Milliyet Diyalog

Siyaset ve medyaya, zaten hep şüpheyle bakılıyordu ama şimdi o kervana yargı da katılmış.
Türkiye’nin bir numaralı sorununun işsizlik çıkması ise hiç şaşırtıcı değil...
Peki, bütün bunları kim söylüyor? Kadir Has Üniversitesi.
Durduk yerde mi? Hayır.
26 Aralık 2013 ile 13 Ocak 2014 tarihleri arasında, Türkiye nüfusunun genel temsiliyetine sahip 26 kent merkezinde ikamet eden, 18 yaş ve üzeri 1.000 kişiyle yüz yüze gerçekleştirilen anket sonucu bu verileri elde etmişler.
Prof. Dr. Mustafa Aydın, Prof. Dr. Hasan Bülent Kahraman, Prof. Dr. Osman Zaim ve Prof. Dr. Banu Baybars Hawks düzenledikleri basın toplantısıyla üniversite tarafından 2010’dan beri her yıl gerçekleştirilen, “Türkiye Sosyal-Siyasal Eğilimler Araştırması” sonuçlarını kamuoyuna açıkladılar.
Araştırma çok geniş. Önemli satır başlarını sizlerle paylaşıp, sonra da YÖK ve ÖSYM’nin geldiği son noktayı irdelemek istiyoruz...

En büyük sorun işsizlik


Araştırmaya göre,
- Türkiye’de muhafazakârlık artıyor.
- Siyasette tüm liderlerin şahsi başarısı düşüş gösteriyor.
- İşsizlik en önemli sorun olarak görülüyor.
- Terör sorun olarak alt sıralara inerken, bu yıl Türkiye’nin en önemli sorunları arasına yolsuzluk da girdi.
- Ordunun siyasetteki etkisine yönelik algılama azalmaya devam ederken, en güvenilmeyen kurumlar sırasıyla; YÖK, ÖSYM, siyasi partiler ve medya oldu.
- Yönetim şekli olarak, güçlü bir şekilde parlamenter sistemi tercih ediliyor.
- Gezi Parkı olaylarının siyasetin yapılış tarzını değiştirdiği inancı artarken, medyaya ve yargıya güvendeki düşüş devam etti.
İşsizliğin en önemli sorun olarak ilk sırada yer alması, umarız, siyasetçiler için yeterince uyarıcı olmuştur. Çünkü ne zamandır bu konuya kafa yoran yok!..

Güven erozyonu
Yazının başında da dile getirdiğimiz gibi, Türkiye’nin en güvenilir kurumlarından biri olan ÖSYM nasıl oldu da bugün bu hale geldi?
Sınavlar yüzünden dersek, hiç yanıltıcı olmaz.
MEB’le ilgili, hele hele MEB Sınavlar Dairesi’yle ilgili bir soru sorulsaydı, eminiz ki, onun durumu da ÖSYM’ninkinden farklı olmazdı. Yani o da güvenilmezler sıralamasında ilk sıralarda yer alırdı...
Niye? Çünkü, sistem sürekli yanlış üretiyor ve faturası bu kurumlara çıkıyor...
Önceki yıllarda bu kurumlarla ilgili pek çok tartışma yaşandı. Hâlâ da yaşanıyor.
Yüzlerce dava açıldı. Kimi hâlâ devam ediyor, kiminde de kesinleşmiş yargı kararları olmasına karşın maalesef uygulanmıyor!.
İşte bütün bunlar bir araya geldiğinde güvenirlik bir anda dibe vurabiliyor.
Oysa bu kurumların yaptıkları sınavlara giren 10 milyon civarında aday var. Yani gelecekleri, bir anlamda, onların yaptığı sınavların güvenirliğine, adilliğine, seçiciliğine bağlı.
Peki adil mi, güvenilir mi ve seçici mi?
Evet demek mümkün değil.
Zaten dibe vurması da sadece, sınavlarla ilgili olarak yaşanan şaibelere değil, tüm bu etkenlere bağlı.
Şimdi ilgili kurumların yetkilileri, aynaya bakma yerine, yine anket yapanları suçlayıp, bunun doğru olmadığını iddia edeceklerdir.
Bu hep böyle olmadı mı? Kim ne zaman kendisine toz kondurdu?
Eğer kurumsal kimlik ciddiye alınsaydı, bugün bu noktaya gelinir miydi?
Hadi onlar geldiler, peki onları o makama atayanların, bu dibe vurma olayında hiç mi sorumlulukları yok?..

Şakası yok!
Yargı, parlamento, güvenlik güçleri, medya gibi öyle alanlar var ki, bunların güven erozyonu içerisinde olmaları kabul edilemez. Ama YÖK ve ÖSYM gibi çocuklarımızın geleceğine bizzat yön veren kurumların güvenirlik sıralamasında en alta inmeleri hiç kabul edilemez. İşte bu yüzden, hiç kimsenin, bu konuda kabahatli aramadan, taşın altına elini koyup, bu kurumların özellikle de ÖSYM’nin tekrar eski konumuna gelmesi için çaba harcaması gerekir.
ÖSYM, yıllarca yasal güvence altında olamamaktan yakınıyordu. Demek ki her şey yasayla olmuyormuş. Yasaları çıktı, yöneticiler kendilerini güvence altına aldılar ama bunu yaptıkları işe yansıtamadılar ki, bugün böyle bir algının oluşmasına neden oldular...
Özetin özeti: Kendi koltuklarını yasal güvence altına alanlar, aynı duyarlılığı bakalım kendi kurumları için de gösterecekler mi?..

Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)