Uzmanlar üzerine basa basa “Afetler Yüzyılı”nda bulunduğumuzu söylüyor.
“Felaketlerin biri bitecek, diğeri başlayacak” diyor. Salgın hastalıklar, kuraklık, açlık, deprem, sel baskınları,
savaşlar. Peki hangisine ne kadar hazırız?..
Bir ara “Afet Eğitimi” dersi konuşuluyordu, arkası gelmedi.
Son yıllarda afetlerle iç içe yaşıyoruz. Daha beterleri gelecek deniliyor ama zerre kadar umurumuzda değil.
Deprem bölgesindeki öğrencilere yaşama tutunmaları için psikolog yerine, test kitapları gönderiyor, kurslar açıyoruz!
Peki bu güne kadar afetlere yönelik ne yapıldı?
Her koşulda sınavlara hazırız ama felaketler umurumuzda değil!
Afetlere ne kadar hazırız?
Anaokulundan üniversiteye onca yıllık eğitim sürecinde bugüne afetler konusunda neler öğretildi, ne kadarı yaşama biçimi haline getirildi, ne kadarı ciddiye alındı?..
Coğrafya dersini adeta yok saydık, Tarih‘i dar bir alana sıkıştırdık, Hayat Bilgisi’nideğersizleştirdik.
Ciddi bir afet eğitiminin yanı sıra her öğrencimize iyi bir yurttaşlık bilinci kazandırılsaydı afetler böylesine yıkıcı olur muydu?
Örneğin depremin değil, ihmallerin öldürdüğünü daha öğrenciyken tüm yurttaşlarımızın kafasına kazınsaydı, böylesine çarpık yapılaşma gerçekleşir miydi?
Bu boyutlarda yıkım ve
can kaybı olur muydu?
Sonrası felaketlere böylesine hazırlıksız yakalanır mıydı?..
Öğrencilerin kafasına, sınavların her şeyden hatta canımızdan daha önemli olduğunu öylesine kazımışız ki, enkaz çıkan test kitabı istiyor, MEB bölgeye ilk iş olarak test kitapları gönderiyor, belediyeler sınavlara yönelik kurslar açıyor, dershaneler de depremzedelere
yönelik kampanyalar düzenliyor.
Son depremin üzerinden 20 aya yakın bir süre geçmesine rağmen hala konteynerde yaşamanın üzüntüsünü değil, dersaneye gidebilmenin mutluluğunu yaşıyorlar!
İşte böylesi bir süreçte, hemen şimdi Afet dersi konulsa ne olacak ki?
Yapay Zeka ve benzeri dersler konuldu da ne değişti!..
Bir süre sonra onlar da “sınavlarda soru çıkmıyor” diye Resim, Müzik, Beden Eğitimi, Tarih,
Coğrafya, Felsefe, Sosyoloji, Mantık derslerinde olduğu gibi,
“fuzuli” ders olarak görülüp, yok
hükmünde sayılmaz mı?
Afetlerle mücadele böyle mi olur?
Yaşam kalitemizi böyle mi yükselteceğiz?
Felaketler Yüzyılı’na böyle mi hazırlanacağız?.