adscode

Akıllandık mı?..

Büyük aletler yaşadık. Daha büyüklerini de bekliyoruz.

aguclu@milliyet.com.tr




Yaşadığımız olaylardan ders alıyor muyuz? Evet demek mümkün değil. 4+4+4 ile bir kez daha gördük ki en başta yapmamız gerekenleri en sona bırakıyoruz. Daha da önemlisi akıl, bilim, planlama, istişare, pozitif ya da negatif tecrübeler umurumuzda değil!

Büyük aletler yaşadık. Daha büyüklerini de bekliyoruz.

Uzmanlar içinde bulunduğumuz çağı “Felaketler Çağı” olarak değerlendiriyor.
Yani felaketlerden kaçmamız mümkün değil.
Bu yüzden onlarla yaşamayı öğrenmemizi öneriyorlar…

Peki bu önerileri yeterince ciddiye alabiliyor muyuz?
Keşke gönül rahatlığı ile evet diyebiliyor olsaydık.

Yaşadığımız onca felaket bize şunu gösterdi:

Başta hayatımız olmak üzere her şey pamuk ipliğine bağlı.

Kervan yolda düzelir alışkanlığını hala üzerimizden atamadık.

Her felaketten sonra harcadığımız kaynakları ve enerjiyi önceden harcasak, belki de yaşadığımız acılar bu denli büyük olmazdı!..

Onca felaketin ardından geldiğimiz nokta şu:

. Felaket yaşanmadan sorunlara ilgi göstermiyoruz,

. Kriz çıkmadan yasal düzenleme yapmıyoruz,

. Yasaların kâğıt üzerinde kaldığını görmeden soruşturma açmıyoruz,

. Canımız yanmadan denetimleri hatırlamıyoruz,

. Rüşvet alan kadar, rüşvet verenin de felaketlere davetiye çıkarttığını biliyoruz ama ciddiye almıyoruz,

. Kaliteyi, liyakatı, denetim, hakkı, hukuku, adaleti dilimizden düşürmüyoruz ama gereğini yerine getirmiyoruz,

. Dost acı söyler diyoruz ama kandıranı seviyoruz,

. Vicdanlı olmayı herkese öneriyoruz ama kendimiz unutuyoruz..

Son yangınlar, depremler, seller ve diğer facialardan sonra yaşananlar bir kez daha gösterdi ki felaketlerin boyutlarının bu kadar büyük olmasının en önemli nedeni ihmaller zinciri. Yargılama süreçlerinde bu çok daha net gözüküyor. Peki ders alıyor muyuz?..

Şu saatten sonra kabahatli aramanın kime ne faydası var, şu ya da bu, önemli olan bundan sonrası için ders alınacak mı?

Alınsaydı böyle olur muydu?..

Kabahatli arıyorsak başta devlet ve devlet adına hareket eden kurumlar olmak üzere kabahatli hepimiziz.

Yasa çıkartmak yetmiyor denetlemek gerekir,

Her felakette canı en çok yanan yurttaşlar olarak da ne olur artık bu yanlışa dur diyelim.

Yaşamımıza zerre kadar değer vermeyenlere pirim vermeyelim.

Kuralları çiğneyenlere, görmezden gelenlere, denetimlerini yapmayanlara, öteleyenlere hesap soralım.

Depremlerde on binlerce vatandaşımızı yitirdik. Daha büyükleri kapıda.
Peki gerekli önlemler alındı mı?

Felaketler, facialar, salgınlar, yangınlar, yıkımlar hep olacak.

İçlerinde önlenemez olanlar da var, önlenebilecek olanlar da ama hepsi ile şekilde baş etmek ve en önemlisi de vereceği zararı en aza indirmek mümkün.

İşte asıl yapılması gereken bu!

Sonrasında ağlayarak ve kabahatli arayarak değil, daha en başında her türlü önlemi alarak onlarla yaşamayı öğrenerek yola devam etmeliyiz…

Bu önemli hatırlatmalardan sonra beşerî felaketlerin belki de en büyüklerinden birisi olan eğitimli insan gücü potansiyelimize yönelik özensizliğimize dikkat çekmek istiyoruz.

MEB, YÖK, ÖSYM ve diğer ilgili kurumlar bu konuda üzerlerine düşen yasal ve vicdani görevlerine ne kadar yerine getiriyorlar?

Daha da önemlisi bireyler, kurumlar ya da kamuoyu olarak eğitim ve eğitimlileri ne kadar ciddiye alıyoruz.

Tüm felaketlerin panzehir akıl, bilim, eğitim, planlama, sorumluluk ve denetimdir! Ne olur buna aklımızdan çıkartmayalım ve eğitimi yeniden dizayn ederken bunu asla unutmayalım!


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)
Yazarın Diğer Yazıları
Diploma…
Dijital angarya!..
5. çocuğa 500 bin TL
YÖK yok olacakmış!