İlk ve orta dereceli okullardan sonra üniversitelerde de yeni öğretim yılı başladı sayılır. Kimi açıldı, kimi de açılış hazırlığı içerisinde. Sorunlar yok mu elbette var ama şu an kabahatli arama yerine çözümü odaklanmalıyız...
Öğretim yılları nasıl başlarsa öyle gider.
Bu yüzden yaşanan sorunların nedenlerini bir süreliğine öteleyip öğrencilerimizin, velilerimizin, öğretmenlerimizin ve eğitimin diğer paydaşlarının moral ve motivasyonlarını en üst düzeye çıkartmalıyız.
Çıkartmalıyız ki sonraki haftalar, aylar, yarıyıllar çok daha verimli ve bir o kadar da keyifli geçsin...
Eğitimde fırtınalar kopuyor. Kopmaya da devam edecek. Bu eğitimin özünde var.
Çağ değişiyor, öğrenciler ve beklentiler değişiyor.
Eğitim durağan değil canlı bir varlık.
Peki bu çerçeveden baktığımızda peş peşe alınan bu kararlar, eğitimde taşların yerli yerine oturmasını mı sağlıyor yoksa zaten var olan tartışma ve tedirginlikleri daha da mı körüklüyor?
Liyakat, kalite ve sürdürülebilirlik mi söz konusu yoksa iddia edildiği gibi dayatma ve günü kurtarma çabaları mı?
Atılan her adımda, alınan her kararda benzeri tartışmalar yaşanıyor.
Ne olur bir süreliğine bu tartışmaların dışına çıkıp, çözüme odaklanalım.
Okullarımızda hijyen ve güvenlik nasıl sağlanır, öğretmenlerimiz en kısa zamanda hiç kimseyi mağdur etmeyecek şekilde nasıl atanır, üniversite öğrencilerinin barınma ve burs sorunları nasıl çözülür onları konuşalım...
Eğitimde ciddi sorunlarımız olduğunu dile getirmeyen yok.
Daha da önemlisi alınan kararlar, sadece bugünü değil geleceği de ilgilendiriyor.
İşte bu yüzden tüm paydaşların üzerinde fikir birliği içerisinde olduğu ve herkesin altına imza atacağı çözümler üretmeliyiz.
Yoksa kalıcı olmaz.
En önemlisi de enerjimizi, zamanımızı ve kaynaklarımızı doğru kanalize etmek zorundayız.
Eğitim diğer alanlara benzemez, en ufak kararlar bile geri dönülemeyecek hatalara ve gecikmelere neden olabiliyor.
Tasarruf tedbirlerinin olmazsa olmaz hale geldiği şu günlerde, eğitime her hangi bir sektör gibi bakılamaz, bakılmamalı da.
Eğitimin didişmeye, yaz bozlara değil huzura ve istikrara ihtiyacı var.
Hem de her zamankinden çok daha fazla.
Bunu eğitimde başaramazsak, hiç alanda başaramayız!..
Eğitim, çocuklarımız ve ülkemizin geleceği için güç birliği yapmayacaksak hangi alanda yapacağız!...