Dünya geneline baktığımızda, bilimsel üretkenlikle, kalkınmışlık arasındaki korelasyon bize çok önemli ipuçları veriyor.
. Bilimde ne kadar ileriyseniz, katma değeri yüksek ürünler üretmekte de o kadar başarılısınız.
. Bilimsel üretkenliğiniz ne kadar yüksek ve sürdürülebilirse, refah düzeyiniz de o kadar yüksek ve sürdürülebilir.
. Üniversiteleriniz ne kadar güçlüyse, demokrasiniz o kadar güçlüdür.
. Hukuk devleti olmanın ve özgürlüklerin yolu da yine bilimden geçiyor!
. Bilim ve teknoloji üreten kazanan oluyor, üretemeyenler ise tüketen ve dolayısıyla yoksulluk sarmalında can çekişenler arasında yer alıyor.
. Bilim üretmek lafla değil, sabır ve kararlılıkla gerçekleşiyor. Bilim ve bilim insanları, çok narin, elinizde tutamadığınızda anında kaçıyor!.
. ABD hala dünyanın en iyi üniversitelerine sahip olmanın rantını yiyor ama sayıları giderek azalıyor. Trump dönemi, üniversiteler ve bilim insanları için zor bir dönemdi!..
. Çin'in giderek güçlenmesinin altında da yine üniversitelerin ve AR-GE'nin güçlenmesi geliyor.
. Bilimsel üstünlüklerini Amerikaya kaptıran Avrupa üniversiteleri, yeniden yükselişte ve bunun anlamı, Avrupa gelecekte de rol model olmaya devam edecek!..
. Rusya, duraklama döneminde. Doğal kaynaklarla gelen zenginlik ne kadar sürecek belli değil.
. Üniversitelerin de tıpkı korona haritası gibi akademik özgürlük haritası var ve bilimsel üretkenlikle renkler arasındaki korelasyon tahmin edildiği gibi! Renkler kırmızılaştıkça, bilimsel üretkenlik azalıyor...
YÖK ve Yükseköğretim Kalite Kurulu, son yıllarda bu konulara çok daha fazla kafa yormaya başladı. Bu, sevindirici bir gelişme. Bilim ve kalite, umarız, üniversitelere ve özellikle de kamuoyunun tartıştığı güncel konulara da yansır.
Neden mi?
Yaşadığımız ya da yaşayacağımız tüm felaketlerin panzehiri bilim de ondan!..