“Yaşadığınız coğrafya, kaderinizdir” derler. Cennet vatanımızın güzellikleri kadar, riskleri de var. Deprem de onlardan birisi ama deprem değil ihmaller can yakıyor. Ölenlere rahmet, yaralılar acil şifalar, enkaz altındakilerin bir an önce kurtarılmalarını diliyoruz.
Düzce depremine hazırlıklısız yakalanmıştık. Çok acılar çektik.
Artık çok iyi biliyoruz ki onunla yaşamayı öğreneceğiz.
Düzce sonrası pek çok konut yenilendi ama görünen o ki çok daha fazlası gerekiyormuş!. İstanbul için de durum farklı değil.
Bürokratik engeller bir an önce çözelerek kentsel dönüşüme hız verilmeli. Gökdelenlere tanınan hakların minnacık bir bölümü de konut sahillerine verilmeli ki binalar bir an önce yenilensin!..
Peki ya diğer kentlerimiz?
Büyük hem de çok büyük acılarla gördük ki ülkemizin her yerinde daha sağlam binalara ihtiyaç var.
Kartondan evler gibi yerle bir olan binaları yapanlar sorgulanmalı, bina yapma izni ve denetimi sil baştan yeniden ele alınmalıdır.
Büyük acı yaşayan ülkemize, büyük geçmiş olsun.
Başımız sağ olsun.
Şu saatlerde kabahatli arama yerine, dünü dünde bırakıp, bir an önce enkaz altında kalanları kurtaralım. Sonra da istisnasız hepimiz önce kendimizi sonra da sorumluları ve sorumsuzları sorgulayalım.
Yüreğimiz yaralanan, sevdiklerini kaybeden, evi barkı yıkılan, yardıma koşan herkesle birlikte. Allah sabır versin, güç versin...
