Neredeyse son 40 yıldır, sınav odaklı bir eğitim sisteminin esiri haline geldik. Tek hedefimiz oldu, o da sınav kazanmak! Peki kazandık da ne oldu? Elinden çok fazla iş gelmeyen, üretemeyen,milyonlarca diplomalı işsiz, o kadar...
Bakan Selçuk, bu tablonun değişmesi için sinyaller veriyor.
Bunu, nasıl hayata geçireceği konusunda, henüz bir açıklama yok ama görünen o ki, en azından bu konuda, bir uyanış var...
Sınav odaklı eğitimin bizi getirdiği nokta ortada.
Akademik başarı, yerlerde sürünüyor.
Kalite yok gibi.
Mesleki yeterlilik ve donanım, ara ki bulasınız.
Üretime ve inivasyona yönelik çabalar ise çok cılız.
İşte bu süreçte, en büyük "kazığı" hep gençler yedi.
Kendilerinden ne istenildiyse yaptılar ama bunun ödülü, nitelikli işsizlik oldu.
Diplomaları var ama işleri yok!.
Daha da vahimi, diplomayla, doktor, mühendis, öğretmen, avukat olunmadığını, bunun için çok daha fazla çaba ve sevgi gerektiğini anladıklarında, iş, işten geçmiş oldu..
Anne babalara ve gençlere, okul seçiminde, karar aşamasına gelindiği şu günlerde, dış etkilerin, puanların ya da sistemin size dayattıklarına değil, yüreğinizin aklınızın, ilgi ve yeteneklerinizin sesin kulak verin deriz.
Her meslek, o mesleği, severek yapanlar için kutsaldır ve onun için en iyi meslek odur.
Kaçırdığınız meslekler için üzülme yerine, yakaldığınız ve severek yapabileceğiniz meslekler için sevinmeye ve onunla yaşamaya çalışın.
Yoksa, diploması, işi gücü ve parası olan mutsuzlar kervanına sizler de katılırsınız...
Gönlünüzce bir gelecek dileğiyle, yeni bir hafta diliyoruz...