Yardımcı Ders Kitabı,
Yardımcı Öğretmen,
Takviye Eğitim…
Bütün bunlar eğitimde sorun olduğunu gösteriyor.
Öylesine büyük kare delikler var ki, devlet bu kara delikleri ortadan kaldıracağına yama yapıyor ama o da artık dikiş tutmuyor!
Asıl önemli olanın takviye eğitim ya da yardımcı ders kitabı değil, verilen eğitimin ve hazırlanan ders kitaplarının kalitesini yükseltmek olduğunu bir türlü anlayamadık...
Devlet 2003’ten bu yana 3.3 milyar ücretsiz ders kitabı dağıtmış!
Tüm içtenliğimizle şu sorulara kendimize soralım:
20 milyona yakın öğrenciden kaçının bedava ders kitabına ihtiyacı var?
İhtiyacı olanlara ücretsiz verip, kalan kaynağı eğitimin diğer ihtiyaçları için harcasaydık daha doğru olmaz mıydı?
Daha da önemlisi, bedava verilen bu ders kitaplarından kaçının kapağı açıldı, ne kadarı paketi bile açılmadan çöpe atıldı?..
Şimdi de yardımcı ders kitabı verilecekmiş!
Dersin takviyesi, kitabın yardımcısı olur mu?
Neden hep desteğe ya da bir yardımcıya ihtiyaç duyuyoruz?
Neden yaptığımız işi en iyi şekilde yapmıyoruz?
Neden öğrencilerimizi okul dışında yeni arayışlara ve maceralara sürüklüyoruz.
Yardımcı kaynaklar ve destekleyici eğitim materyaller, kasım ayından itibaren, eğitim kademelerinin tümünde ücretsiz olarak dağıtılacakmış.
Okullarda yardımcı kaynak kullanılmasını yasakladığı için böylesi bir uygulamaya gidilmiş.
Peki işe yarayacak mı?
Hiç sanmıyoruz ama bu konuda da yanılanın biz olmayı çok isteriz.
Yeter ki MEB’in verdiği kitaplar o boşluğu doldursun.
Temel eğitimden ortaöğretime, özel eğitimden mesleki eğitime kadar yıllardan beri yardımcı kaynak, soru bankası, fasiküller, etkinlik kitaplarını hazırlayan ekip, ülkemizin eğitim kalitesini artırmayla yönelik inanılmaz bir kaynak havuzu oluşturuyormuş!
Keşke bu becerilerini, yardımcı ders kitapları ve kurslar için değil de ana ders kitapları ve ana dersler için gösterseler de, bedava yardımcı kitaplarına ve takviye derslere hiç gerek kalmasa...