Mustafa Kemal Atatürk’ten sonra gençleri hiç ciddiye almadık. Aslında onları ciddiye almak ülkemizin geleceğini, ailelerin mutluluğunu, ülkenin huzurunu ciddiye almaktı ama almadık. Hele ki eğitimi, liyakatı ve istihdamı!..
Gençlerin önüne gelecekle ilgili olarak tek seçenek koyduk.
O da sınavlar oldu.
Çocuklara çocukluğunu, gençlere gençliğini yaşatmadan her birini sınav köleleri haline getirdik.
Bir sınavdan çıktılar, bir diğerine girdiler.
”En iyi okulları kazanın, en iyi diplomaları alın, yabancı dil öğrenin, kendinizi geliştirin, gelecek sizindir” dedik.
Bu uğurda bugüne kadar ne istediysek harfiyen yerine getirdiler.
Sonuç mu?
İlkokul diplomasının bile çok önemli olduğu, fark yarattığı yıllardan “doktoralı işsizler” noktasına geldik.
Yılda 10 milyon çocuğumuz, gencimiz sınavlara giriyor. Milyonlarcasına da her yıl yeni bir diploma veriyoruz.
Peki kaçına öğrenim gördükleri alanda iş sunabiliyoruz?
Onlar biz ne istediysek fazlasıyla yerine getirdiler ama biz onların istediği en temel isteklerini bile karşılayamadık.
İşte bu yüzden mutsuzlar, işte bu yüzden daha fazla demokrasi, hak, hukuk, adalet, liyakat ve alın terine saygı istiyorlar…
Peki bunları yapmak o kadar zor muydu?
Kesinlikle hayır!
Hadi bugüne kadar yapmadık bundan sonrası için lafın ötesine geçen projeler var mı? Kesinlikle hayır!..
İktidarlar gelip, geçerler ama devletler ve milletler daimdir.
Devlet-Millet ilişkisi de karşılıklıdır.
Biri ne kadar güçlü ise diğeri de o denli güçlüdür.
Biri ne kadar ihmal edilmişse, diğeri de o kadar ihmal edilir…
Demokrasi ve hukuk nasıl ki ekmek ve su gibi ise refah ve mutluluk da toprak ve hava gibidir. Bileşik kaplar gibi öylesine iç içe geçmişlerdir ki bozulan denge sadece kendini değil hepsini aşağı çeker!..
Böylesi zor zamanlarda, bir yanda hemen her gün yeni bir şokla güne başlarken, öte yanda hep sonraki yılları düşünürüz.
Tıpkı doğal felaketlerde olduğu gibi aynı acıların, aynı ihmallerin, aynı senaryoların bir daha yaşanmaması için neler yapılabileceğine kafa yorarız ama nafile…
Böyle gelmiş, böyle gidiyor…
Yaşananlardan hiç ders almıyor, akıl, bilim, liyakat, hukuk, demokrasi, milli ve manevi değerler çerçevesinde ortak akıl, ortak vicdan oluşturamıyoruz. Bunu şimdi de değilse ne zaman yapacağız?..
Umarız bu kez en doğru olanı el ve gönül birliği ile hep birlikte yaparız ve bir daha asla benzer sorunlar yaşamayız. Böylesi mücadelelerin galibi olmaz, kaybedeni herkes olur!..