Sınav ve diploma odaklı, ezberci eğitim sistemini ortadan kaldırmak için atılan adımlar, tam anlamıyla ters tepti.
Sınava giren aday sayısı azalacak, öğrenciler üzerindeki yük hafifleyecek, denildikçe tam tersi oldu.
Önceki gün, bir velimizden gelen aşağıdaki mesajı paylaştığımda, bu kadarı da olmaz demiştim ama gelen cevaplar, durumun çok daha vahim olduğu yönünde. Çünkü yeni nesil sorular yüzünden öğrenciler de, ailelerde ne yapacaklarına şaşırmış durumdalar ve oradan oraya koşturup duruyorlar.
MEB’in liselere giriş için yayınladığı örnek soruları, önceki yıllarda üniversiteye girişte sorular düzeyinde bulanlar da var, üniversite mezunlarının girdiği ALES sorularına benzetenler de.
Ve işte gelinen son nokta:
“8.sinifa giden çocuğumun sabah İngilizce yazılısı, sözel denemesi; öğleden sonraya sayısal deneme ile birlikte 7 saat ders, çıkışta da araya 2 saat dyk’yı sığdırdı!
Akşam da Fen’den özel dersi var. Robot yapmaya gerek yok, çocuklar var!”
Hani, çocuklar, çocukluğunu yaşayacaktı?
İstediğimiz bu muydu?..
Eğitim sistemi ile sınavlar arasında yöntem farklılığı olmamalı! Okullarda ezbere dayalı klasik sistemi dayatıp, sınavlarda muhakeme dayalı uzun metinleri verdiğinizde, dershaneye gidip bol bol örnek soru çözenlere avantaj sağlamış olursunuz.
Oysa sınavların her şeyden önce adil olması gerekmez mi?..
