adscode
adscode

Hayatın Gerçekleri Söylenenlerden Çok Farklı!

Eğitimle ilgili ne kadar pembe tablolar çizilse de, söylenenler ile yaşananların birebir örtüştüğünü söylemek abartılı olur. Mağduriyet yaşayanların en başında da, eğitimi gelecek için altın anahtar olarak görüp ona dört elle sarılanlar yer alıyor?..

aguclu@milliyet.com.tr




 

 

Hemen her gün yüzlerce mesaj geliyor. Neredeyse hepsi hüzün yüklü. En acısı da, kendilerinden ne istendiyse fazlasıyla yerine getirenlerin yaşadığı hayal kırıklıkları.

Kendilerini, en yakınlarına bile anlatamıyorlar Öylesine müthiş bir yalnızlık ve çaresizlik içerisindeler ki, onları, ancak o durumdakiler anlayabiliyor!..

 

İşte size bir kaç mektup. Okurken, ne olur, kabahatli kim sorusuna da cevap arayalım. Kabahatli, onlar mı, onları eleştirenler mi, bu ortamın oluşmasına izin verenler mi, her şeyi görmezden gelenler mi yoksa hepimiz miyiz?..



Atanamadım Diye Söylenmedik Laf Kalmadı!

 

Sevgili Abbas Güçlü az önce paylaştığınız bır gonderinizi görünce dayanamadım yazmak istedim, 35 yaşında 2010 yılında üniversiteden mezun olmuş bir EV KADINIYIM.

79, 80 kpss puanı alıp, 60 puan alan birilerin 8 yıldır "gecemeyen, kendisini ifade edemeyen" birisiyim.

Evlendim, “biz bunu atanacak” diye aldık denilerek psikolojik şiddet gören birisiyim. Üstüne üstlük okulu derece ile bitiren öğrencilerden birisiyim ve sonuç olarak "bu fukara da atanamadı, oğlum (kendisi kocam olur) bunun kredi borcunu ödedi" diye aşağılanan birisiyim.

Alın size eğitim sistemi, torpil, adaletsizlik ve 26 yıllık verilen eğitim hayatının sonu. Çok uzun oldu kusuruma bakmayın lütfen!..



Ücretliyim ama İyi Bir Öğretmenim!

 

Merhaba Abbas Bey, yazınızı okudum ben de ücretli öğretmenlik yaparak ekmeğimi kazanıyorum.

Eşimden ayrıyım ve iki kızıma bu kazandığımla eğitim aldırıyorum.

42 yaşındayım ve pedagojik formasyonum var kimya öğretmeniyim genelleme yapmak belki doğru olmaz ama bir çok kadrolu öğretmenden daha fazla işimi önemsediğimi ve daha iyi yaptığımı gönül rahatlığı ile söyleyebilirim.

Bunun yanında onların kazandığının üçte biri karşılığı bir ücret ile bunu yapıyorum.

Şunu da belirtmek isterim çok uzun yıllar bu şekilde çalıştığım ve çevremde gördüğüm şu ki kadrolu öğretmenlerden daha çok emek harcıyoruz.

Sadece şu KPSS denen sınavı geçememek tek eksiğimiz.

Evet ben tarih, coğrafya yapamıyorum ama kesinlikle iyi bir kimya öğretmeniyim. Bunu çalıştığım tüm okullar ve öğrencilerim rahatlıkla söyleyebilir. Ama ne yazık ki bir öğretmen atandığı anda bir gece de sorgusuz sualsiz kapının önüne konulmakta bu işin kaderi. 
Umarım bir çözüm bulunur ve bizde yani ben ve benim gibi işini hakkıyla yapan ücretli öğretmenler de artık ikinci sınıf öğretmen olarak görülmekten kurtuluruz. 
Saygılar, iyi çalışmalar.

 

Hiç Sorgulamıyorsunuz!

 

Abbas Bey, Bugünkü yazınızı okudum ve 17 yıllık bir eğitimci olarak ülkem adına yıllar geçtikçe şu kanaate vardım:

Düşünün ki bir mağazamız var. Içini birinci sınıf işçilikle dekore etmişiz. Bakan dönüp bir daha bakıyor. Fakat mağazaya getirdiğimiz ürünler eminönü tezgahlarından toplanmış. Mankenin üzerinde ve dekorun etkisiyle çok güzel görünüyor. Fiyatı da haliyle pahalı. Kişiyi siz düşünün.

Şimdi bu kanaate nasıl vardım. Avrupa'da çeşitli ülkelerde  meslektaşlarım var.

Bir gün ortak bir eğitimdeyim bana sizin eğitim sisteminiz kendi içinizde makyajlanmış bir vitrininden ibaret hal böyle olunca gençlerimiz buraya geldiğinde aldığı eğitimin içinin ne kadar boş olduğunu yaşayarak öğreniyor dedi.

Bir de Dünyanın hiçbir yerinde uygulanmayan bir öğretmen sisteminiz var. Ücretli öğretmen! Bunu anlamak mümkün değil. Bu sistemi getirenler kendi çocuklarını bu tür bir okulda okutuyor mu?

Millet olarak bunu hiç sorgulamıyor musunuz, dedi. Evet bunu biz eğitimciler de diyoruz ama kim ne kadar duyuyor?

 

Birileri Bizimle dalga Geçiyor!

 

Sayın Abbas Güçlü,  LGS 'de dilbilgisi konularının tekrar geldiği haberleri çıktı.

Bu doğru mu? Şaka mı? Dalga mı geçiyorlar. Bu neyin nesi?

Bezdik artık. Biri buna dur desin lütfen lütfen!

"Dere geçilirken at değiştirilmez" atasözünü bu kararları alanlara nasıl anlatırız bilemiyorum.

Sınav soruları özellikle "matematik "sanki  çocuklar kendilerini çok yetersiz hissetsin , hiçbir yapamayan , öğrenemeyen işe yaramaz , çabalasan da yapamazsın hissi oluşturulsun diye hazırlanıyor .

Teog sisteminde her çocuk kendi seviyesine göre bir okula giriyordu. En azından çaba sarfediyordu.

LGS ile birlikte  çocukların içindeki yapabilirim duygusunu da öldürdüler. Bu sistemin bir an evvel değişmesi Türkçe Dersi ile ilgili son dakika değişiklikleri istemediğimizi kamuoyuyla paylaşarak duygularımıza tercüman olursanız belki yüreğimizde umut tohumları yeşerir. Teşekkürler.



Hani Kişiye Özel Kadro İlanları Artık Olmayacaktı?

 

Üniversiteler akademik kadro ilanlarında, alacakları kişinin özelliklerini belirtme alışkanlığından bir türlü vaz geçmiyorlar. Oysa ki, YÖK’ün zaman zaman üniversiteleri uyardığı konusunda haberler okuyoruz ama nafile.
En son 09.03.2021 tarihinde basında yer alan haberde şöyle diyordu: "YÖK tarafından akademik kadro istihdamında 'liyakat ve fırsat eşitliğini' arttırmak amacıyla, öğretim üyeliğine yükseltilme ve atanma yönetmeliğinde değişiklik yapıldı. Resmi Gazete'de de yayımlanan karara göre üniversitelerde öğretim üyesi alımı için verilen ilanlara, adaylarda ait tez adları yazılamayacak. Ayrıca, ilanın özel koşulunda belirli bir adayı tanımlayan özel şartlara da yer verilemeyecek."
YÖK istediği kadar yönetmeliği değiştirsin, bu değişiklik Resmi Gazete’de yayınlanıp yürürlüğe girsin; üniversiteler bildiğini okumaya devam ediyor.
Aşağıda Gazi Üniversitesi tarafından alınacak 81 öğretim üyesi için daha yeni verilmiş olan ilanın linkini gönderiyorum. İlandan görüleceği üzere her öğretim üyesi için bir özel koşul belirtmeyi ihmal etmemişler. Ama bir uyanıklık yapmışlar; başına "özel şart" yazmamışlar, onun yerine “açıklamalar” yazmışlar. Sanırım sorulduğunda “Bizim ilanımız yeni yönetmeliğe uygun. Özel koşul yok. Açıklama var.” diyeceklerdir.
Şimdi bu durumda Gazi Üniversitesi, YÖK'ün belirttiği "liyakat ve fırsat eşitliğini arttırma amacına" ne uymuş oluyor mu? Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girmiş bir yönetmeliğe uymak gerekmez mi? Bunun hukuki ve idari sorumluluğu yok mudur?


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

Etiketler :
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)