İlk yarı karneleri, şişirilmiş notlar, takdir, teşekkürle doluydu. İkinci karneye az kaldı. Tatil sonrası performans çok önemli çünkü bir anlamda karne notunu belirleyecek. Onlar da lise ve üniversite girişte altın değerinde olacak.
İşte bu yüzden adil ve objektif bir ölçme değerlendirme şart!
Bir okulda 50, 60 ortalama zor tuttururken diğer bazı okullarda 95 ve üzeri ortalamalar, sınav yarışına gölge düşürüyor.
Şimdiden bunun önlemi alınmazsa, karne döneminde her şey yalan olur.
MEB ve ÖSYM’nin okul başarı puanı ile sınav puanı arasındaki korelasyona bakıp ona göre bir düzenlemeye gitmesi, bu çarpık sistemi disipline etmeye yeter de artar.
Adil ve objektif bir ölçme değerlendirme sistemi, eğitimin olmazsa olmazlarının en başında geliyor.
Eğer o yoksa, gerisi teferruattır ve maalesef bizde ciddi anlamda standart bir ölçme değerlendirme yani not verme sistemi yok!
Bırakın doğu ile batı arasındaki farkı, İstanbul’un bir ilçesindeki okul birincisini, bir başka ilçedeki benzer bir okula götürün, kesinlikle nal toplayacaktır.
Eğer eğitimde bir reform gerçekleşecekse, bunun ilk ayağı ölçme değerlendirme olmalı ve öğretmenlerimiz bu konuda özgür bırakılmalıdır.
Yoksa ne eğitimde özlenen o kaliteyi yakalayabilir ne de çocuklarımızı hayal kırıklığından kurtarabiliriz.
Not sistemi terazi ayarı gibidir.
Dünyanın neresinde neyi ölçerseniz ölçün, ağırlığı değişmemelidir.
Farklılık gösteriyorsa bir sorun var demektir.
Okul birincileri ya da 95, 100 mezuniyet ortalaması olanlar açıkta kalıyor, 60, 70 ortalaması olanlar en iyi puanları alıyorsa, konuyu ciddiye almak gerekir...
Not verildiği ile kalsa yani sadece verilen öğrenciyi ilgilendiriyor olsa bir yere kadar su kaldırabilir ama diğer öğrencilerin hakkını gasp ediyorsa işte o zaman işin rengi değişir...
MEB, YÖK, ÖSYM ya da siyaset?
Bakalım hangisi milyonlarca çocuğumuzu ve veliyi çok yakından ilgilendiren bu kronik sorunu ele alacak?..
