adscode
adscode

İyi ki varsınız...

Tıp mezunlarına bir dokunun bin ah işitin. Onlar ki Türkiye'nin en parlak beyinleri. Onları böylesine hayata küstürmek, onları böylesine harcamak, aklı başında hiçbir ülkenin politikası olamaz...

aguclu@milliyet.com.tr




Doktorlarımızın ve tüm sağlık çalışanlarının bayramını canı gönülden kutluyoruz. Bazı meslekler var ki aradan on binlerce yıl da geçse de önemleri hiç değişmeyecek! Örneğin doktorların.

Yaşam hakkı insanoğlunun en temel hakkıdır ve bu konuda olmazsa olmazımız doktorlardır.

Ve, gün doktorların kendilerini en iyi şekilde anlatma günüydü, peki kendilerini ne kadar anlatabildiler? Daha da önemlisi anlattıklarını ne kadar ciddiye aldık?

Doktorluk eskiden en popüler mesleklerin başında gelirdi.

Üniversite giriş sınavlarında ilk 100'e girenlerin yarıdan fazlası tıbbı seçerdi.

Oysa şimdi bırakın ilk 100'e, ilk 1000'e girenler arasında tıbbı seçen yok gibi...

Yine eskiden anne babalar çocukları tıbba girdi mi, hele hele mezun oldu mu "evladımız doktor oldu" diye bayram ederlerdi.

Oysa şimdi, tıptan mezun olmak kara günlerin başlangıcı oluyor...

Son yıllarda uzman, doçent, profesör doktorların sayısı o kadar çok artı ki, pratisyen doktorun yüzüne bakan yok.

Bu yüzden eğer doktorluk yapmak istiyorsanız en azından "uzmanlık eğitimi" almak, olmazsa olmaz kural haline geldi. Ama uzmanlık eğitimi almak o kadar da kolay değil!

Kabul edilebilmek için üniversite giriş sınavından on kat daha ağır bir sınavı kazanmanız gerekiyor.

Kısa adı TUS olan Tıpta Uzmanlık Sınavı'na her defasında ortalama on binlerce kişi giriyor ve çok azı kazanıyor.

İstediği alanı kazananların oranı ise yüzde 5 bile değil.

Durum böyle olunca tıp öğrencilerinin 3'üncü sınıftan itibaren tek hedefi TUS'u kazanmak oluyor...

TUS yarışıyla birlikte tıpçıların yaşamla olan bağlantıları da sonu eriyor.

Gençliklerinin en güzel yılları kitaplar arasında yok olup gidiyor.

Sınavda yüzde 100 başarılı olmaları hiç önemli değil. Çünkü yeterince kontenjan yok. Ömür törpüsüne dönüşen bu işkence yüzünden psikolojik tedavi gören tıp mezunlarının sayısı giderek artıyor.

Saçlarını ak düşenlere, evliliğini, askerliğini sürekli erteleyenlere, hayata küsenlere artık olağan bir vaka olarak bakılıyor.

Tıp mezunlarına bir dokunun bin ah işitin. Onlar ki Türkiye'nin en parlak beyinleri. Onları böylesine hayata küstürmek, onları böylesine harcamak, aklı başında hiçbir ülkenin politikası olamaz...

Korona sürecinde çok zor günler geçirdik ama en zoru onlarınkiydi.

Onlar asla üzülmeyi hak etmiyor...


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)