20 bin kadro çok mu?
Öğretmenlere sorarsanız, çok az!
Ama diğer üniversite mezunlarına göre, müthiş bir rakam.
Çünkü on binlerle ifade edilen rakamları, hiçbir zaman görmediler.
Peki, 20 bin kadronun dağılımı ne kadar adil?
Twitter'da yaptığım ankete bakılırsa, yüzde 90'ı dağılımın adil olmadığına inanıyor.
Pek çok branş ve alan haklı olarak kendilerine haksızlık yapıldığına inanıyor.
Haksız da sayılmazlar.
Meslek liselerine övgüler yağarken, verilen kardro sayıları komik ötesi.
Yine aynı şekilde uzaktan dijital eğitimin böylesi önem kazandığı bir dönemde, bilişim öğretmenlerine verilen kadro sayısı da tahminlerin çok altında.
Coğrafya, Biyoloji, Tarih, Üretim ve daha pek çok konu, tarihin hiçbir döneminde böylesine öne çıkmamıştı!
Peki ne kadar ciddiye alındı?
Neredeyse hiç!
MEB, şapkasını önüne koyup eğitimi bir kez daha A'dan Z'ye gözden geçirip, yeniden yapılanmaya gitmeli ve atamaları da ona göre yeniden dizayn etmelidir!
Akademik eğitim önemsiz mi? Elbette önemli ama yüzde 35'i geçmemeli!
Bunu 60 yıldır söylüyoruz ama bir arpa boyu yol bile kat edemedik!
Üretim, önümüzdeki dönemin en önemli argümanı olacak. Bunu katma değeri yüksek ürüne dönüştürmek ise olmazsa olmazların başında gelecek.
Koronavirüsün verdiği derslerden birisi de bu.
Peki, bu dersi alabildik mi?
Kadro dağılımına bakılırsa, evet demek sanki çok zor!..