Daha önce, yeni sistemden devletin haberi yok diye yazı kaleme alırken, benim asıl söylemek istediğim de zaten buydu.
Cumhurbaşkanlığı Eğitim Öğretim Politikaları Kurulu gibi YÖK’ün de, hatta Talim Terbiye Kurulu’nun da olup bitenlerden haberi yoktu.
Ziye Hoca’nın dışarıdan bir ekiple, yeni sistemi dizayn ettiği söyleniyor. Ne kadar doğru, ne kadar yanlış bilmiyoruz. Ama bildiğimiz bir şey var ki, o da kapalı kapılar ardında hazırlandığıdır. Keşke bunu, önce ilgili makamlarla, sonra da bir ön taslak olarak kamuoyu ile paylaşıp, daha sonra son şeklini verseydi daha inandırıcı ve kapsayıcı olurdu.
Şimdi benzer bir hata, tasarım ve beceri atölyeleri konusunda yaşanıyor.
Bakan Bey, bu konuda seferberlik başlatmış ama altyapısı yok.
Dahası, bu konuda MEB’in hafızasından haberdar değil.
Hadi diyelim ki, her okula bu atölyeler kuruldu, dersleri kim verecek?
MEB, mademki böylesi bir uygulamaya gidecekti, ki daha önce zaten denedi, bu dersi verecek olan öğretmenleri yetiştiren eğitim fakültesinin kapatılmasına niye seyirci kaldı?
Daha da önemlisi, yine hayırseverlerin desteği ile kurulan Bilişim Sınıfları ne oldu?
Hayırseverler, hani daha önce yaptığımız sınıflar nerede, ne oldu derlerse ne cevap verilecek?
Yarın bir başka Bakan da gelip bu ötelyeleri kapatırsa, arkasında kim duracak?
MEB, adı üstünde Milli Eğitim Bakanlığı yani partilerin ya da iktidarın değil, devletin bir eğitim politikasının olması ve her Bakana göre değişmemesi gerekir.
Yeni alınan ya da alınacak kararlara, bu çerçeveden bakılması zamanı geldi de geçiyor. Yoksa, hiçbiri kalıcı olmaz!..
