adscode
adscode

Ödev Var mı Yok mu?

Bir önceki Milli Eğitim Bakanımız İsmet Yılmaz, giderayak ödevlerin kaldırıldığını müjdelemişti. Yeni Bakanımız bu topa hiç girmedi. Var dese eski Bakanı eleştirmiş olacak, yok dese bugüne kadar bildiklerine ters düşecekti. En iyi bildiği şeyi yaptı ve etliye, sütlüye hiç karışmadı. Ama Bakanlığın yaptığı araştırmaya göre, ödev başarıyı artırıyormuş!..

aguclu@milliyet.com.tr




 

 

MEB, enteresan bir rapor yayınladı. Ödev verme sıklığına ilişkin tespitlerin de yer aldığı rapora göre, ödev verme sıklığı arttıkça her bir testte öğrencilerin başarısının arttığı belirlenmiş.

Dpğru olan buydu, yanlış olan, “ödevleri kaldırdık”  müjdesiydi. Bu rapordan sonra bakalım nasıl bir düzenlemeye gidilecek?..

Ödev şart mı?

Ödev verilmeli mi, verilmemeli mi?
Bu, dünden bugüne hep tartışıldı.
Kazanan taraf ise bir o taraf oldu, bir diğer taraf!

Öyle bir Talim Terbiye Kurulu’muz var ki, rüzgar ne taraftan esiyorsa, ona göre hareket ediyor.

Bakan ödev var diyorsa, emriniz olur efendim diyorlar, kaldırmak isteyen bir Bakan geliyor. Aynı şeyi ona da söylüyorlar.

Aslında, şu anda tartışılan konunun, ödevin nasıl olması gerektiği olmalıydı.

28'den 40'ıncı sayfaya kadar oku özetini çıkar, 50 problem çöz şeklinde mi olmalı yoksa araştırma projeleri şeklinde mi?
Öğretmenlerin çoğu hala klasik ödevden yana. Öğrenci derse hazırlanarak gelsin bahanesi adı altında sayfalarca ödev vermeye devam ediyorlar.
Yenilikçi öğretmenlerin ödev anlayışı ise bağımsız araştırma projeleri yönünde. Ödevler kitaba bağlı değil, tamamen araştırmaya yönelik olsun istiyorlar. Amaç; öğrencinin tek kaynaktan değil, farklı kaynaklardan yararlanmasını sağlamak.

Ödevler bazen bir kütüphane, bazen bir işyeri ya da meslek araştırması şeklinde olabiliyor. Sonuç olarak; öğrenilen bilgilerin pekiştirilmesi ve hayata uyarlanması açısından ödev elbette gerekli. Ama yöntemi çok önemli...

Sonuç olarak, elbette öğrenciyi derslerden, okuldan soğutmayacak ödevler verilmeli. Ama bunlar bezdirici değil, özendirici olmalı...

Tam gün, etütlü, ödevsiz, çantasız eğitim yapmakla övünen bir okula giden öğrenciler tanıyorum. Evde gördüğüm hava, "önce alışveriş, sonra fiş" tekerlemesinde olduğu gibi, "önce ödev, sonra oyun" şeklinde. Ödev yapılmazsa, oyuna izin yok. Olsa da kaçamak. İyi ki öğrenci değilim.

Sınavlar için yarış atı yetiştiriyorlar da ne oluyor. Bu yılki mezunların yarıdan fazlası, istediği okullara giremedi!..


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

Etiketler :
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)