Her ne yapıyorsak, en iyisini yapmak zorundayız. Çocuklarımı da geleceğe o şekilde hazırlamalıyız!
Bir işi iki kere yapacak ne zamanımız var ne de harcayacak paramız. Bu yüzden çocuklarımızı, bu düzene göre yetiştirmemiz gerekir. Ama gelin görün ki, okullarda patinaj çekmenin ötesine geçemiyoruz. Çocuklarımızı, bir işi bir, ki defa değil, defalarca yapmaya koşullandırıyoruz. Örnek mi istiyorsunuz?
Alın size üniversite sınavları, alın size KPSS! Üç, beş hatta on kez girenler var!..
Dahası kalite çok önemli. Bizim zamanımızda tek dersten kalan, sınıfta kalırdı, sonra “bir defaya mahsus” tek ders sınavları geldi ve işte ip o zaman koptu. Şimdi 7, 8 zayıfı olan sınıf geçiyor…
Peki ya ders kitaplarına ne demeli! Devletin elinde bir milyona yakın öğretmen var ve onların hazırladığı ders kitapları değil, üstelik bedava verilmesine rağmen, paralı yardımcı ders kitapları, eğitimin olmazsa olmazı haline getirildi…
Eğitim A’dan Z’ye sorgulanmalı ama en çok da, asılları dururken öğrencilerin, velilerin, neden dışarıya yöneldikleri ısrarla sorgulanmalı! Çünkü altından çok çapanoğlu çıkabilir!..