Örneğin bu yıl, üniversiteler 1 Eylül'den itibaren açılmaya başladı ama ek yerleştirme kayıtları 23-27 Eylül tarihleri arasında gerçekleşti. Peki bu öğrenciler, ne zaman gidip barınacak bir yer bulacak da derslere başlayacak? Keşke bir düşünen olsaydı…
Dikey geçiş'te durum daha da vahim.
DGS Ek yerleştirme sonuçları 14 Ekim'de açıklandı. Kayıtlar ise 15 Ekim - 21 Ekim tarihleri arasında gerçekleşti. Yani neredeyse iki aylık bir kayıp söz konusu ve ÖSYM'ye, sen ne yapıyorsun arkadaş diye tek kelime eden olmadı!
Diğer sınavlarda da durum farklı değil, kimi çok erken, kimi de çok geç! Yani şikayetçi olmayan yok gibi. Geçtiğimiz yıllarda, bütün bunlar çok tartışıldı ama ÖSYM'nin gerekçesi hiç değişmedi:
Üzerimdeki sınav yükü çok fazla, başka türlüsü zor!
İşte bu noktada, YÖK'ün ve rektörlerin, öğrencilerin haklarını koruyor olmaları ve “Bu öğrenciler eksik eğitim almak zorunda kalıyor, telafisi mümkün değil” demeleri gerekmez miydi?..
Garip olan ise dün açıklanan yeni sınav takviminde, tüm bu sızlanmaların zerre kadar dikkate alınmaması.
Bravo ÖSYM, bravo YÖK! Hani siz MEB'ten farklıydınız. Hani siz, eski değil, yeniydiniz?..