adscode
adscode

Özel Okullar Derneği: 3 Yıl Yeni Kolej Açılmasın!

Türkiye Özel Okullar Derneği  Başkanı Nurullah Dal, kolej kontenjanlarının yüzde 60'ının boş kaldığını belirterek, MEB’den yeni özel okul açılışlarının üç yıl dondurulması ve kota getirilmesini talep edeceklerini açıkladı. Enteresan hem de çok enteresan! Peki bu noktaya nasıl gelindi? Üniversiteler de benzer durum yaşanır mı?

aguclu@milliyet.com.tr




Zora düşen devlete gidiyor.

İşler yolunda gittiğinde ise ne devleti hatırlayan var ne de vatandaşı!

Diğer pek sektörde yaşanan ekonomik kriz, görünen o ki, özel okulları da fena vurdu. Hem de, MEB’in onca yönlendirmesine rağmen!

Peki bu noktaya nasıl gelindi?

Başta devlet olmak üzere, herkesin ama herkesin kabahati var. Özellikle de MEB’in!

Üniversiteler de benzer durum yaşanır mı?

Bu sorunun cevabına geçmeden önce, gelin isterseniz Başkan Dal’ın bu yöndeki açıklamalarına bir göz atalım umarız, aynı sıkıntı, çok yakında üniversitelerde de yaşanmaz!..

 

Milli Servet!

 

Türkiye Özel Okullar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Nurullah Dal: - "Özel okul yatırımları milli servettir. Yok olmamaları için özel okul açılışlarının en az üç sene dondurulması, hiçbir yeni ruhsat verilmemesi lazım" - "Açılışların dondurulmasıyla okulların kontenjan dolulukları yüzde 40'lardan yüzde 80'lere doğru yükselecektir" - "Özel okulların 3 milyon 800 bin kontenjanı var ama yüzde 60'ı boş kaldı" - "Okul açılışlarına da kota getirilmeli. Bölgesel, şehirsel ve sosyo-ekonomik yapılar incelenerek her il ve ilçe için ayrı kota hesaplanabilir"

Türkiye Özel Okullar Derneği (TÖZOK) Yönetim Kurulu Başkanı Nurullah Dal, bu yıl özel okulların toplam kontenjanlarının yüzde 60'ının boş kaldığını belirterek, Milli Eğitim Bakanlığına (MEB) özel okul açılışlarının üç yıl dondurulması ve kota getirilmesi talebini ileteceklerini bildirdi.

Dal, MEB'in özel okulların açılış şartlarının yeniden düzenlenmesini içeren mevzuat çalışmaları ve bu konuda 5 derneğin içerisinde yer aldığı Özel Öğretim Kurumları Platformu'nun önerilerine ilişkin, AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

Türkiye'de son 4 yılda özel öğretim kurumu sayısının 2 kat arttığına işaret eden Dal, "Okullaşma anlamında bu güzel bir şey ama aynı oranda öğrencinin artması da beklenirdi. 4 yıl önce 600 küsur bin öğrenci, 6 bin küsur okulumuz vardı. 4 yıl içerisinde okul sayısı 12 bin 500'e, öğrenci sayısı 1 milyon 440 bine çıktı ama boş kontenjanlar daha fazla arttı. Özel okulların 3 milyon 800 bin kontenjanı var ama yüzde 60'ı boş kaldı." ifadelerini kullandı.

Kurumsallaşmış okulların kontenjanlarını doldurduğunu ancak son 4 yılda sektöre giren 6 bin kurumda kontenjan boşlukları bulunduğunu dile getiren Dal, yüzde 15'e yükselmesi beklenen özel okullarda okuyan öğrencilerin eğitimdeki payının ekonomik sorunların da etkisiyle son 2 yılda yüzde 8,7'de kaldığını kaydetti.

- 150'den fazla özel okul kapısına kilit vurabilir

Eğitim yatırımlarının en az 5 yılda kendini kurtarabildiğine dikkati çeken Dal, sektöre özellikle son iki senede giren kurumların birçoğunun finans yapısının güçlü olmaması nedeniyle ekonomik sıkıntıların altından kalkamadığını anlattı.

Dal, sözlerini şöyle sürdürdü:

"12 bin 500 kurum içerisinde 200-300 kurumun sıkıntıları bulunuyor. Aldığımız duyumlar itibarıyla maalesef önümüzdeki birkaç ay içinde Türkiye genelinde 150'nin üzerinde özel okul kapısına kilit vuracak. 500 kişilik okulda 50-60 öğrenciyle süreci kurtarmaya çalışıyorlar. Bu mümkün değil. Ya ciddi finans kaynağı, ortak bulacaklar ya devredecek ya da kapatacaklar. Böyle bir gerçek var. 12 bin kurum içerisinde 150 kurum, az gibi gözükse de bizim için bir tek öğrenci ve öğretmenin bile zarar görmesi üzücü olur. Fakat bu bütün sektörü kapsayan bir durum değil. Belli birkaç tane okul var. Bu kurumlarda öğretmenlerimizin, velilerimizin sıkıntıya düşmemesi için bu konuda devletimizin desteklerini bekliyoruz."

- "Özel okul açılışları en az üç yıl dondurulmalı"

Özel okulların sorunlarına ilişkin, Özel Öğretim Kurumları Platformu olarak hazırladıkları önerileri MEB yetkilileriyle görüşecekleri bilgisini veren Dal, önce Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ile bir araya geleceklerini, ardından bakanlık bürokratlarının katılımıyla çalıştayların düzenleneceğini ve sonrasında çalışmanın şekillenmesini beklediklerini anlattı.

Sağlık Bakanlığının yeterli sayıda özel hastane sayısına ulaşılması nedeniyle 8 yıldır hiçbir yerde özel hastane ruhsatı vermediğini anımsatan Dal, şöyle devam etti:

"Şu an kontenjanlarının yüzde 60'ı boş bir sektörden bahsediyoruz. Özel okul yatırımları milli servettir. Yok olmamaları için özel okul açılışlarının en az üç sene dondurulması, hiçbir yeni ruhsat verilmemesi lazım. Bu uygulama kimsenin önünü kapatacak bir durum değil. Sağlık sektöründe yatırım yapmak isteyen, yatırıma devam etmeyecek bir hastanenin ruhsatını devralıyor. Bizim sektörde de okulunu devretmek isteyen yüzlerce arkadaşımız var. Ciddi finansla eğitim sektörüne girmek isteyen herkes devralabileceği bir ruhsat bulabilir."

Dal, ekonomik verilerdeki iyileşmelere de değinerek, "Özel okul açılışlarının üç yıl dondurulmasıyla okulların kontenjan dolulukları yüzde 40'lardan yüzde 70, yüzde 80'lere yükselecektir. Sektör daha rasyonel çalışmaya başlayacak ve bu süreç sektörü rahatlatacak, dengelerin yerine oturmasını sağlayacak. Finansı zayıf olanların yerine güçlü finansla eğitime yatırım yapmak isteyen arkadaşlarımız gelecektir." değerlendirmesinde bulundu.

- "Kota getirilmeli"

Sürücü kurslarına nüfus kotası uygulamasını örnek gösteren Dal, "Özel okul açılışlarına da kota getirilmeli. Bölgesel, şehirsel ve sosyo-ekonomik yapılar incelenerek her il ve ilçe için ayrı kota hesaplanabilir. Örneğin İstanbul'un Bayrampaşa ilçesinde iki sene öncesine kadar bir tane özel okul yokken iki sene içinde her biri yaklaşık bin öğrenci kontenjanlı 8 özel okul açıldı. Toplam 6 bin kontenjan var ama bunların her birinde yaklaşık 100-150 öğrenci var." şeklinde konuştu.

Dal, söz konusu 8 okulun büyük ekonomik sıkıntıları bulunduğunu, kota uygulamasının okulların eğitime devam etmesi açısından önemli olduğunu vurguladı.

- "Bir yıllık kira ve çalışanların maaşı kadar teminat istenmeli"

"Üçüncü talebimiz de yeni ruhsat verilecek okullardan muhakkak mali teminat alınması." diyen Dal, yaptıkları hesaplamalara göre 500 öğrenci kontenjanlı bir okulun en az 50 öğretmeni, 15-20 çalışanının bulunması gerektiğini ifade etti.

Teminat oranlarına ilişkin farklı görüşlerin bulunduğunu aktaran Dal, "Bu banka teminatı, nakdi teminat veya arsa teminatı olabilir. Bir de binalar kiralık olabiliyor. Bu nedenle en azından bir yıllık kiranın ve çalışanların maaşını karşılayacak kadar teminatın istenmesi lazım." önerisinde bulundu.

Çözüm?

Alarm zillerinin çaldığı kesin. Önlem alınmalı ama günü kurtaracak şekilde değil. Nasıl ki her sektöre sahip çıkıldıysa, eğitime de sahip çıkılmalı ama kişiler ya da kurumlardan daha çok, eğitimin geneli, ülke ve öğrencilerin menfaatleri düşünülmelidir.

Benzer durum, üniversitelerde de yaşanır mı?

Elin kulağındadır.

Çünkü, ciddi önlemler alınmıyor.

Başkan Dal’ın da dikkat çektiği gibi tüm bu yatırımlar, milli bir servettir ve heba edilmemesi gerekir!

Nasıl, sorusunun cevabına geçmeden önce, bu noktaya nasıl gelindiği, etraflıca konuşulup, tartışılsın ki, hem bir daha böylesi zor günler yaşanmasın.

Sonrasında, yapılacak iş ise günün kurtarmanın ötesinde, uzun vadeli çözümler olmalıdır.

Örneğin, okullar devlet tarafından kiralanabilir!..

En kötü senaryo ise MEB’in olup bitenleri görmezden gelip, bu sorunu da, halı altına süpürmek olur ki, bunun da hiç kimseye bir yararı olmaz! Dahası, diğer kolejleri ve eğitimin genelini de derinden etkiler.

Bizden hatırlatması…


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

Etiketler :
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)