LGS ve YKS benzeri giriş sınavları ve okullardaki başarı performansına yönelik düzenlemeler genelde adalet sağlamak için yapılır. Bizde ise tam tersi. Hem sınavlar hem de OÖBP bırakın adil olmayı, hormonlu notlarla tüm dengeleri bozuyor!
MEB, YÖK, üniversiteler ve ÖSYM ise olup bitenleri sadece ve sadece izliyor!
Haksızlığın en büyüğü ortaöğretim başarı puanı’nda yaşanıyor!
Hormonlu mezunlar yüzbinece sıra öne geçerken, sırada başarılı olanlar bir o kadar geriye düşüyor!
Eski adaylar ise kıt puanlı liselerden mezun oldukları için mağduriyetin en büyüğünü yaşıyor.
On yıl öncesine kadar hormonlu not yoktu, olsa bile tersine işlediği için kimse buna sıcak bakmıyoru.
Okul ortalaması 50 olarak kabul ediliyor, altında ve üstünde kalanlar ona göre OBP puanı alıyordu.
Dolayısıyla şişirilmiş notlar, yarardan çok zarar getiriceği için herkes karşı çıkıyordu.
Gerçek notl ne ise o veriliyordu.
Doğru olan her şey gibi o da uzun ömürlü olmadı, kaldırıldı yerine şimdikini ucube sistem getirildi.
Nedenleri, niçinleri araştırılırsa eminiz ki altından çok şeyler çıkacaktır.
Sınava başvuran her üç kişiden ikisi hatta daha fazlası eski mezun ve eskiden notlar böyle keseden verilmiyordu. Bu yüzden yerleştirme puanı eklendiğinde yüzbinlerce sıra geriye düşüyorlar.
İşin garibi kimse de niye demiyor?
Hormonlu notla 100 üzerinden 100’le mezun olanların sınav puanı ile diploma notları eşleştirildiğinde ortaya çok enteresan tablolar çıkıyor ama nedense MEB bu konuda bir kez araştırma yaptı, sonra cısss diye elini çekti!
Daha da enteresan olanı tek yerleştirme yapıldığı dönemlerde keyfine sınava girenler vazgeçirmek için, kazanıp da kayıt yaptırmayanlar yönelik, “bir sonraki yıl OÖBP yarı yarıya düşer” kuralı getirildi ama ikinci yerleştirme ile o kontenjan açıkları doldurlamasına rağmen puan kaybı hala devam ediyor!
Bırakın diğer ayrıntıları sadece OÖBP bile mevcut sistemin sil baştan değiştirilmesi için yeter de artar.
Asıl önemli olan bi çok önemli sorunu kimin dert edineceği?..
İktidar m, muhalefet mi, YÖK mü, ÖSYM, MEB, sendikalar, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, veliler ya da medya mı?
Hepimiz ama hepimiz bu konuda sınıfta kaldık.
Umarız yapılan hataları görüp, bir an önce en adil çözüm yolunu buluruz.
Yoksa ne mi olur?
Kırgınlar, küskünler, devlete ve kurumlara olan güvenini yitirenler kervana her yel yeni milyonlar katılır ki bunun da sınav sektörü dışında hiç kimseye bir yararı olmaz!..
Ne olur artık deprem konusunda olduğu gibi sınavlar konusunda da kafamızı kumdan çıkartalım…