Tekli eğitim, son kırk yıldır, iktidara gelen tüm hükümetlerin gündeminde var.
Fazla uzağa gitmeyelim, bir kaç yıl önce, dönemin Başbakanı Binali Yıldırım 2019’da tam gün eğitime geçileceğini söylemişti.
Yeni yıla sayılı günler kaldı.
Peki bu mümkün mü?
Evet demek zor ötesi bir durum. Yani mümkün değil…
Neden?
Çünkü, insan gücü planlamamız ve objektif bakış açımız yok!
Bakan Bey, bir yandan derslik açığından söz ederken, öte yanda yüzbinlerce boş kontenjana yani bomboş sınıflara seyirci kalıyor.
Tıpkı üniversitelerde de olduğu gibi!..
Olaylara şaşı bakarsanız, doğru çözüm üretemezsiniz ve biz bu hatayı, hemen her konuda yapıyoruz…
Kaldı ki tekli yani tam gün eğitime geçmek de başlı başına bir çözüm değil.
Örneğin, tam gün eğitim yapılan okullarda her şey, istenildiği gibi mi?
Ya da 12 yıllık zorunlu temel eğitime geçtik, gereği yerine getiriliyor mu?
Bu yaş kuşağındaki tüm çocuklarımız, okullu oldu mu?
İlgi ve yetenekleri doğrultusunda eğitim alıp, sporla, sanatla iç içeler mi?
Bu konular, zor konular ve çözümü için kararlılık ve samimiyet gerekir.
İstenseydi şimdiye kadar bin defa çözülürdü.
Yılda yüzbinlerce konut üreten bir ülke için 30 bin derslik hiç ama hiçbir şey değil.
Biz büyük bir ülkeyiz ve çözemeyeceğimiz bir sorunumuz olamaz.
Eksik olan bu konudaki kararlılık!..
Ziya Hoca, umarız bugüne kadar yapılamayanı yapar ve ismi, eğitim tarihine altın harflerle kazınır…
