2.5 milyon adayın yarıştığı üniversitelerdeki ve sınavla öğrenci alan fen ve anadolu liselerindeki boş kontenjanlar, milli servet kaybı değil mi?
İçlerinde en çok istenen bölümlerin ve okulların da bulunduğu bu boş kantenjlarlar, hep böyle boş mu kalacak?
Hiç kimse neden boş kaldığını sormayacak mı, sorgulamayacak mı?
Örneğin YÖK tarafından belirlenen barajları geçen yeterince aday var mıydı?
Örneğin şişirilmiş kontenjanlara daha ne kadar müsamaha gösterilecek?
Örneğin kazanıp da kayıt yaptırmayanlarla birlikte bu sayı 60, 70 bine çıkarsa, sorumlusu kim olacak?
Kontenjan açığı eskiden çok daha fazlaydı, çok düştü demek bir savunma değil, öngörüsüzlük olur!
Dünü dünde bırakıp, kabahatli arama yerine, boş kontenjanların gerekçelerini aramalıyız, sorgulamalıyız ve en önemlisi de gelecek yıllarda aynı tablosunun yaşanmaması için çözüm arayışları içerisine girmeliyiz!
Bazı meslekler var ki, onbinlerce, hatta yüzbinlerce diplomalı işsizi var.
Bu alanlara, 15, 20 yıl hiç öğrenci alınmasa, yine de eksikliği hissedilmez.
Peki o zaman neden hala öğrenci alınıyor, neden hala yeni fakülteler açılmasına izin veriliyor?..
Evlatlarımız ve aileleri, sınavla öğrenci alan öğretim kurumlarını kazanabilmek için maddi ve manevi her türlü zorluğa katlanıyorlar.
Çocuklar çocukluğunu, gençler gençliğini yaşamıyor.
Peki ödülleri ne oluyor?
İşsizlik ve derin halay kırıklığı!
Ne olur artık bu konulara kafa yoralım!...