adscode
adscode

Utanç Günü!

Bugün Dünya Çevre Günü. Peki gezegenimize yani dünyaya karşı sorumluluklarımızın ne kadar yerine getiriyoruz? Örneğin doğayı ne kadar koruyabildik? Ekolojik sistem, gözümüzün önünde adeta yok olup giderken ne yapıyoruz? Çevre koruma, eğitim sistemimizin neresinde?..

aguclu@milliyet.com.tr




Dünya Çevre Günü’nüz kutlu olsun.

Eminiz ki, bugün yine dört bir yanından acı feryatlar yükselecek!

Doğanın nasıl katledildiği haykırılacak.

Ama onların bu gür sesi, dünyaya şekil verenlerin doğayı nasıl koruduklarına yönelik demeçleri arasında kaybolup gidecek!

 

En acısı ise eğitim kurumlarının bu konuya seyirci kalmaları.

Eğitim bir yaşam sanatıdır ve öncelikli amaçlarından birisi de, doğaya, çevreye, başkalarına zerre kadar zarar vermeden yaşam kalitesini yükseltmektir.

 

Bilim insanlarına göre, dünyamız, her 3 Saniyede bir, bir futbol sahası büyüklüğü kadar ormanlık alanını kaybediyor. Denizlerilerimiz, akar sularımız kirleniyor, tarım alanları yağmalanıyor, canlı türleri hızla azalıyor, küresel ısınma alarm veriyor, kentler giderek daha da betonlaşıyor. Kısacası Ay’da, Mars’ta olmayan ekosistem, bugün değil de yarın yok olduğunda, insanoğlu olarak, kendimizle gurur mu duyacağız yoksa utanç bataklığında günah çıkarmaya mı çalışacağız?..


Birleşmiş Milletler 10 Yıllık Ekosistem Restorasyonu programının hayata geçirileceğini açıkladı.

Peki bundan kaçımızın haberi var?

Marmara Denizi’nin hali ortadayken, Karadeniz tehlike altındaykan kim bu konuda ne yapıyor?

Özellikle de üniversitelerimiz ve TÜBİTAK benzeri araştırma kurumlarımız, bu vahim gidişatın neresinde?

 


5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), Türkiye’de korunan alanların artırılması çağrısı yaptı ve bir de rapor yayınladı.

 

Avrupa genelinde korunan alanların ülke yüzölçümüne oranının yüzde 25’in üzerinde olduğu belirtilen raporda, ülkemizde resmi açıklamalara göre, karasal korunan alanlarımız  yüzde 11, denizel korunan alanlarımız yüzde 4 civarında olduğuna hatırlatılarak, Türkiye için korunan alanların, yeni uluslararası hedefler doğrultusunda 2030’a kadar en az yüzde 30’a ulaşması gerektiğine vurgu yapıldı.

 

WWF-Türkiye Doğa Koruma Direktörü Sedat Kalem, “Kaybettiklerimizle birlikte insanlığın geleceği de risk altında. İnsanlık olarak doğaya yaklaşımımızı değiştirir ve gerekli adımları atarsak hâlâ şansımız var. Ancak kaybedecek zamanımız yok, çünkü kritik bir eşikteyiz. Önümüzdeki on yılda göstereceğimiz performans yüzyılları şekillendirecek. Korumazsak kaybederiz.” açıklamasında bulundu.

Peki bu konuda ne yapıyoruz?

Başkaları bir yana biz ne yaptık?

Okullarımızda bu yönde neler öğretiyoruz?

 

Çevreyi koruma ve doğaya saygı konusunda, çocuklarımıza  hangi davranışları, alışkanlıkları, hangi değerleri kazandırdık?

 

Bu konuda eğer ille de bir hesaplaşma gerekiyorsa işe önce kendimizle başlayalım, çuvaldızının en büyüğünü kendimize batıralım, dünü dünde bırakıp geleceğe odaklanalım…

 

Bizden sonraki nesillere bırakacağımız dünyanın, bizden öncekilerin bize bıraktığı dünyadan daha iyi olduğunu gönül rahatlığı ile söyleyebilir miyiz?..

 

Günde 500 test çözen çocuklarımıza çevre duyarlılığı konusunda evde ya da okulda ne öğrettik?

 

Bilgilerini pekiştirmek için yarın ki SBS’de ve sonraki sınavlarda, kaç soruya yer verdik?

 

En temel hak olan yaşam hakkımız, ekolojik sistemle birlikte yok olup giderken daha ne kadar seyirci kalacağız?..


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

Etiketler :
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)
Yazarın Diğer Yazıları
Köy Enstitüleri???
Yarına hazır mıyız?
Beklentiler?