adscode
adscode

YÖK’ün de kafası karışık!

Ülkemizin dört yanını üniversitelerle donattık. Eğitime erişilebilirlik konusunda müthiş yol katettik. Şimdi kalite zamanı.

aguclu@milliyet.com.tr




Üniversiteye girişte yapılan son değişiklikler konusunda kafalar karmakarışık. Bir yandan kapıların tüm öğrencilere açılacağı söyleniyor, öte yandan herkes üniversiteli olacak diye bir şey yok deniliyor.

Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için gelin önce Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar’ın, TRT Haber'in canlı yayınında cevapladığı sorulara yönelik haberi okuyalım:

Türkiye'deki kontenjan artış hızının yükseköğretim sınavına giren öğrenci sayısının artış hızından daha yüksek seyrettiğini belirten Özvar, yeni sistemde sınavı eleme usulünden çıkarıp puan üstünlüğüne dayalı bir başarı sıralaması sınavı haline getirdiklerini söyledi.

(Sınav sisteminde değişen bir şey yok. Eskiden azda olsa, 150/!80 barajı ile belirli bir akademik yeterlilik aranıyordu. O, şimdi hepten kaldırıldı. Bir değil, 0.5 net çıkaran aday üniversiteli olabilecek. Puan üstünlüğü, zaten eskiden de vardı.)

Önceki sistemde 150 puanın altında kalan adayların herhangi bir kontenjana başvuramadığını hatırlatan Özvar, yeni sistemde puanı hesaplanabilen adayların programlara başvurabileceğini kaydetti.

(ÖSYM kurulduğundan bugüne kadar sistem zaten böyle yürüyordu. Lise bitirme sınavı

olmadığı için gerekli akademik yeterlilik, 150/180 barajıyla sağlanıyordu ama üniversiteler bu barajı bile yeterli görmüyordu.)

Özvar, şöyle konuştu: "Öğrencimiz, sınav sonucunu eline alacak bakacak kaç net yapmış, kaç puan almış? Ortaöğretim başarı puanıyla beraber toplam puanı kaç ve üniversite sınavına giren adaylar arasında kaçıncı sırada? Sonra bu öğrencilerimiz yani tercihte bulunma hakkına sahip öğrencilerimiz, sıralamasına ve puanına göre üniversiteleri tercih edecekler. Başvurmak istediği programa geçen sene en son öğrenci kaç puanla girmiş ona bakacak. Kaçıncı sırada girmiş ona bakacak sonra kendi puanı ve sıralamasına göre o tercihlerde bulunacak. Peki nasıl kazanacak? Sisteme giriş yaptıktan sonra bilgisayar programı, o kontenjana başvuran, diyelim o kontenjan 10 kişi, 100 kişi müracaat etmiş. O 100 kişi içinde puanı ve sıralaması ilk onda olan öğrenci o programı kazanacak."

‘Kontenjanı yetiyorsa kazanacak’

(Önceki yıllarda da zaten aynı sistem vardı. Sorun kontenjan olan fakülte ve yüksek okullarda değil, olmayanlar da. Bu sisteme göre, kontenjanlar dolmadığı sürece, ki her yıl yüz binlerce kontenjan boş kalıyor, yenisistemde en dipteki öğrenci de o yükseköğretim kurumuna girebiliyor olacak. Örneğin kontenjanı 100 olan bir fakülteye 10 kişi başvurduğunda tümü kayıt hakkı kazanabilecek.)

 Sıfıra yakın olanların üniversiteye girecekleri yönündeki iddialar konusunda ise Özvar, "Sınava giren bütün öğrenciler bizim evlatlarımız. Bir sınav dolayısıyla öğrenciler üzerinden işte 'Kriminaller, şehir bilmem neleri üniversitelere dolacak' ifadesini kesinlikle reddediyorum.

Öğrencilerimize asla böyle bir şey yakıştırılmasını doğru bulmuyorum. Programa girecek olan

öğrenciler ancak puanı ve sıralaması o kontenjana yetiyorsa kazanacaklar." dedi.

(Elbette tüm çocuklar bizim çocuklarımız ve eğitim görmek hepsinin hakkı. Ama her konuda olduğu gibi üniversiteye girişte de kriterler var. Örneğin lise mezunu olması, örneğin akademik yeterliliğe sahip olması gibi. Eğer öyle olmasaydı, Tıp, Mühendislik, Hukuk, Eğitim gibi alanlardaki yeterlilik barajları da kaldırılırdı. Yani her çocuğumuz gibi her meslek de önemlidir.

Biri, diğerinden az ya da çok daha önemli değil. Gün gelir, o en sıradan dediğiniz meslek, çok daha önemli hale gelebilir!)

Özvar, "Bu barajlar puan olarak kalkmakla beraber belirli alanlarda daha önceki senelerde bizim kabul ettiğimiz sıralamalar devam etmektedir. Yani tıp fakültesine, hukuk fakültesine girmek için bunlar değişmiyor" ifadelerini kullandı.

(Başkanın da dediği gibi baraj hala var ve olmalı da. Ya da kaldırılacaksa, pek çok ülkede

olduğu gibi lise bitirme sınavı getirilerek, üniversiteye giriş tümüyle barajsız hale getirilip, sıralama sınavıyla öğrenci alınabilir.)

Yerleştirme sürecinde bir değişiklik olmadığını kaydeden Özvar, “Eskiden olduğu gibi, en yüksek puanlıdan en düşük puanlıya doğru bir şekilde programlara yerleştirme yapılacak. Herkesin üniversiteli olması diye bir şey yok. Kontenjan sınırlaması yine olacaktır” dedi. ( AA)

 

(Önceden belirlenmiş taban puan diye birşey yok. Her yılın puanı o yıl, o fakülteye giren en son

öğrencinin puanına göre belirleniyor. Sıralama yapılıyor ve son girenin puanı, o yılın taban puanı oluyor. Yani baraj olmayan alanlarda, şu puanın üstünde olanlar tercih yapabilir diye bir kural yok. Kontenjan dolmuyorsa 0.5 neti olan üniversiteli olabilecek, dikey geçişle de barajı olan alanlara geçiş yapabilecek...

Ülkemizin dört yanını üniversitelerle donattık.

Eğitime erişilebilirlik konusunda müthiş yol katettik.

Şimdi kalite zamanı.

Bunu da başarırsak önemli bir süreci tamamlayıp, insan gücü planlaması, istihdam, katma değeri yüksek ürünler üretme ve insan gücü ihracı noktasına geliriz ki, işte o zaman bizi kimse tutamaz...


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)