adscode
adscode

AKP’YE SEÇİM KAZANDIRAN OLGULAR!

12 Yıldan bu yana neo liberal piyasacı politikaları en pervasızca uygulayan iktidar olan AKP’nin toplumda itibar görmeye devam etmesi oldukça manidar bir durumdur. Son yerel seçimler AKP’nin kazand

alaaddindincer@egitimajansi.com




 İktidara geldiğinde yoksulluk, yasaklar ve yolsuzlukla mücadele edeceğini söyleyen AKP, bugün çıkardığı yasalarla yasaklara sarılırken, içine düştüğü yolsuzluk batağından “komplo” ”kumpas” “operasyon” “ihanet” gibi kavramların ipine tutunarak kurtulmaya çalışmaktadır. Yapılan anketlerden çıkan sonuçlara göre halkın %75’i yolsuzluk yapıldığını söylemektedir. Bu anket ve araştırma sonuçlarına bakarak, varlığının temelini ahlaki değerlere ve maneviyata dayandıran bir partinin bu normlarla çelişen kirlenmiş tutumlar içine girmesine rağmen bu durumun toplumdan %45 onay almasının başka bir izahı olsa gerek. 

Bence bunun iki seçenekli izahı mümkün olabilir. Birinci seçenek, bu toplumsal kesimler de Başbakan gibi düşünmektedir. Yaşananların doğruluğuna kesinlikle inanmamakta ve komplo olduğuna ikna olmuşlardır. İkinci seçenek ise, yolsuzlukların ve yoksulluğun doğru olduğuna inanmakta ancak, inançsal değerler ve ranta dayalı saadet zinciri ilişkileri üzerinden elde ettikleri kazanımları kaybetmek istemedikleri için AKP’ye desteğe devam etmektedirler.     

Yukarıda iki seçenekli izahata ilaveten başkaca değerlendirmelerde yapılabilir. Bunlar, her seçim öncesi yaratılan siyasal krizler ve bu krizlere bağlı geliştirilen mağduriyet algısı. Yaratılan mağduriyet algısı toplumun önemli bir kesimi üzerinde etkili olmakta, AKP ile seçmenleri arasında kurulan duygusal bağları güçlendiren ve pekiştiren bir işlev görmektedir. Nitekim AKP ile Cemaat arasında geleceğin devletine ve nesillerine hakim olma kavgası da yine AKP’ye yarayan sonuçların oluşmasına neden oldu.  AKP’nin güçlenmesinde, kendisine umut bağlayan çevrelerin, partiye derin aidiyet duygusu ile bağlanma, sahiplenme, “yedirmeme” duygusu kadar, gerilim ve kutuplaşma siyasetinin de önemli bir olgu olduğunu belirtmek gerekmektedir. 

Bu değerlendirmelerimize, muhalefetin içine düştüğü daralma, çaresizlik ve sorunlara yeterli çözüm üretememesini, üretilen çözümlerin toplum tarafından samimi bulunmamasını eklemeden geçmemeliyiz. Özelikle uygulanan popülist politikalara dayalı propaganda ile iktisadi krizleri ve yoksulluğu yönetmede gösterilen ustalığı unutmamak gerekir. 

AKP, uyguladığı düşük yoğunluklu demokrasi, hayırseverliğe ve yardımseverliğe dayalı sosyal destek programlarını İslami referansları esas alan bir tür “muhafazakâr adaletli adil düzen” kurma yolunda önemli “başarılara” imza atmış durumdadır. Yürütülen bu politikalar; sosyal-ekonomik ve kültürel bağlamda alt gelir gruplarından kent yoksullarını, kent yoksulları arasında en yoksul olan Kürtleri kapsamaktadır. 

Kesintisiz bir işleyişle sürdürülmekte olan sosyalizasyon programının sosyal hak temelli olmayan alanları arasında eğitim, sağlık, ulaşım, konut, haberleşme ve inançsal değerler yer almaktadır. Her biri ayrı ayrı ele alınıp irdelenmesi gereken bu alanlar arasında eğitim ilk sıralarda yer almaktadır. Eğitimi, Diyanet İşleri Başkanlığı uhdesinde yürütülen uygulamalar takip etmektedir. 

Eğitim Alanında Yaşananlar

444’lük eğitim yasası ile zorunlu seçmeli dersler arasına konulan Peygamberin Hayatı ve Kuran-i Kerim derslerini 2012-13 eğitim yılında ortaokul 1.sınıflarda 700 bin,2013-14 eğitim yılında 600 bin öğrencinin seçmesi. Benzer bir tablo liseler içinde geçerlidir. İmam Hatip Ortaokul ve liselerinde, AKP iş başına geldiğinde 71 bin olan öğrenci sayısının 714 bine çıkmış olması (10 kat) İlahiyat Fakültelerinde de aynı oranda artışlar olmuştur. 
3-5 milyon üniversite öğrencisinin ödemekte olduğu harç uygulamasının sona erdirilmesi, Başbakanlıktan burs alan öğrenci sayısının 100 binden 600 bine çıkmış olması. Temel eğitim ve ortaöğretimde verilmekte olan burs ve öğrenci sayısında 13 kat oranındaki artış. Şu an 255 bin temel eğitim ve ortaöğretim öğrencisine 138 TL,290 bin yükseköğretim öğrencisine 280 TL burs verilmektedir. Yoksul aileler önceliklidir. Büyük bir bölümü AKP tabanına yakın vakıflara ve şahıslara bağlı özel yurtların sayısı 2002’de 2210 öğrenci sayısı 180 bin iken.2014’te öğrenci sayısı 405 bin 500’e yurt sayısı 4405’e çıkmıştır. Yaz döneminde belediyeler tarafından ücretsiz olarak düzenlenen sportif ve kültürel amaçlı kurslar. 

Her eğitim yılı başında ücretsiz olarak dağıtılan 90 milyon ders kitabı.6,5 milyon okulöncesi ve ilkokul öğrencisinin yararlandı okul sütü projesi. Belediyeler ve çeşitli vakıflar tarafından geri dönüşümsüz bir biçimde yardım mahiyetinde ödenmekte olan ayni ve nakdi yardımlar. Kadrolaşma; MEB’te en çok yönetici bulunan öğretmenlik alanı sınıf öğretenliğinden sonra Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği. AKP Döneminde bu branşta diğer kurumlardan geçenlerle birlikte 12 yılda atananların sayısı 25 bin. Mescit uygulaması. Okullarda mescit açılmasını zorlaştıran düzenleme yürürlükten kaldırılması.

Kız çocuğunu okula gönderen yoksul ailelere her bir çocuk için 45,erkek çocuğunu gönderenlere ise 35 TL yardım yapılması. Özel eğitim alanında engellilere verilmekte olan nakdi ve aynı yardımlar. Bu alanda 2002’de 20 bin olan öğrenci sayısının 261 bine çıkmış olması. Özel özel eğitim okullarına giden çocuklara öğrenci başına 420TL ödenmektedir. AKP’li belediyelere bağlı açılan Bilgi Evlerinde yıl boyunca öğrencilere ücretsiz olarak verilmekte olan eğitime destek kursları. Dershanelerin kapatılması. Buralarda paralı olarak yürütülmekte olan üniversiteye hazırlık kurslarının hafta sonlarında halk eğitim merkezlerinde ve okullarda açılması ve ücretsiz olması.

AKP’nin eğitim ve bilim alanında işbirlikçisi olan ve AKP İş başına geldiğinde 18 bin üyesi bulunan Eğitim Bir Sen sendikasının üye sayısının 270 bine çıkmış olması. Kamuda ve eğitim kurumlarında kılık kıyafete getirilen serbestlik. Lise 9.Sınıf öğrencilerine FATİH Projesi(Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi) kapsamında 1 yıl içerisinde ücretsiz olarak 100 bini öğretmenlere 575 bini öğrencilere dağıtımı planlanan tablet bilgisayarlar. Aynı proje kapsamında 3 yıl içerisinde tamamlanacak 14 milyon öğrenciye ulaşılacak toplam ederi 16 milyar olan tablet bilgisayar dağıtım hareketi.

Diyanet İşleri Başkanlığı,

DİB’in faaliyet alanları arasında kendi bünyesinde gerçekleştirdiği dini eğitimlerin yanında, MEB’e bağlı kurumlara yönelik faaliyetlerinde geniş yer tutmaktadır. Bu faaliyetler,
Okullara gönderilen dini içerikli kaynak ve dini içerikli eğitimi amaçlayan çeşitli hikaye kitapları. Diyanet Çocuk Dergisi.2012 Yılında 12 milyon yayın dağıtılmış. Müftülükler tarafından öğrencilere yönelik okullarda yaptırılan hac ve umre ödüllü sınavlar.Dini içerikli ve Peygamberin Yaşamını içeren değişik türevlerde bilgi yarışmaları. Kutlu Doğum Haftasında okullarda düzenlenen etkinlikler.
Kuran Kurslarında sürekli öğrencili 15 yaş üzerini kapsayan ve devam etmekte olan kurslar. 2002’de 1750 Kuran Kursu 50 bin kursiyer olan sayı, şu an 9486 Kuran Kursu 302 bin kursiyere çıkmış durumdadır. Yaz dönemi 4-14 yaş arası çocukları kapsayan kurslar.2002 yaz döneminde 300 bin olan sayı, 2013’te 328 bin 193 derslikte 111 bin 500 öğreticinin gözetiminde 3 milyon 77 bine çıkmış. Kurslar kırsalda, kentlerin yoksul mahallelerinde daha yaygın. 

Sonuç olarak. Yukarıda verilen sayısal bilgilerin tamamı MEB ve DİB verilerine dayanmaktadır.  Listenin eğitim ve diyanet alanında yer alan uygulama örnekleri giriş tezlerimi ve değerlendirmelerimi doğrulamaktadır. 

Makalemizin listesini, devlete ve özel şahıslara ait kurumların ve bakanlıkların pek çok alanda gerçekleştirdiği kültürel ve sosyal amaçlı program ve faaliyetlerini ilave ederek uzatmak mümkündür. Özetle AKP; maneviyatla, ahlak ve inançsal değerlerle hücrelerine kadar girdiği muhafazakâr yoksullardan beslenmektedir.

Burada anlatmaya çalıştığım bilgiler ve değerlendirmelerle derdim AKP’ye güzelleme yapmak değildir. Asıl amacım bazı olgularla yüzleşmemiz gerektiğini vurgulamaya yöneliktir. Seçim sonuçlarını sadece kazanılmış oy oranlarıyla ele almak yanıltıcı olmaktadır. Sonuçları geniş ideolojik analojiye ve sınıfsal temellere dayandırarak yorumlamak daha sağlıklı sonuçlara ulaşmamızı sağlayacaktır. Sorunlara ve taleplere yanıtları, soyut söylemlerden ve sığ muhalefet anlayışından kurtarmak, inandırıcı ve topluma güven veren somut çözümlere ve olgulara dayandırmak, siyasal alternatifleri geliştirecek ve de büyütecek tek yol olarak görülmelidir. 





Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)