adscode
adscode

EĞİTİM BİR İNSAN HAKKIDIR!

Eğitim ile ilgili tartışmalar ve arayışlar hız kesmeden devam etmektedir. Milli Eğitim Bakanlığının sorunların çözümüne ilişkin hayata geçireceği projeleri ve yeni düzenlemeleri de tartışmaları sonlandırmamaktadır. Toplumun eğitim ile ilgili beklentileri cevap bulmadığı sürece tartışmalar devam edecektir.

ikegitmeni@hotmail.com




Eğitim en temel insan hakkıdır. Eğitim, her çağda ve her toplumda saygınlığını korumasına rağmen, iki yüz yıllık bir geçmişiyle, bildirilere ve oradan da anayasalara hukuksal bir hak olarak geçişi, tarihsel açıdan yenidir. Aydınlanma Çağı olarak da bilinen XVI. ve XVII. Yüzyılda John Locke ve Jean – Jacques Rousseau, eğitim hakkı ile ilgili yeni anlayışla yaklaşan düşünürler arasında yer aldılar.  Locke, çocukların insan olarak özgürlükten yararlanabilecek duruma gelebilmeleri için ana babalarının eğitimindeki rolünün altını çizer.  Rousseau da,  çocukların eğitiminde anne ve baba sorumluluğunun gerekliliğini ifade eder.

  

Eğitim hakkı ile ilgili daha çağdaş ölçütler Fransız Devrimi ile gündeme gelir. Fransız Devriminin sosyal programında, kitlelere yayılmış kamu eğitimi düşüncesi ağır basar. Fransız Devrimiyle birlikte eğitimin devletin temel görevi olarak görülmesi gündeme getirildi. Fransızların 1791 Anayasasıyla birlikte,  bütün bireyler için kamusal eğitim, özgürlük, eşitlik ve adalet düzeni çoğu ülkenin kaygısı olmuştur. Birleşmiş Milletlerin 1948 yılında yayımladığı, Evrensel İnsan Hakları Beyannamesinin 26. Maddesi, 1996 yılında imzalanan Birleşmiş Milletler Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Anlaşmasının 13.-14. Maddeleri,  1989 yılında imzalanan Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Anlaşmasının 28-29. Maddeleri,  Avrupa Temel Hak ve Özgürlükler Sözleşmesi’nin 1 Nolu Ek Protokolü, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda kabul edilen Çocuk Hakları Bildirisi eğitimi bir insan hakkı olarak tanımlamaktadır.

 

Evrensel İnsan Hakları Beyannamesinin 26. Maddesine göre, “Herkes, eğitim hakkına sahiptir. Eğitim, en azından ilk ve temel öğrenim aşamalarında parasızdır. İlköğretim zorunludur. Teknik ve mesleki eğitim herkese açıktır. Yüksek öğrenim, yeteneğe göre herkese eşit olarak sağlanır. Eğitim, insan kişiliğinin tam geliştirilmesine, insan haklarına ve temel özgürlüklere saygıyı güçlendirmeye yönelik olmalıdır.  Eğitim, bütün uluslar, ırklar ve dinsel gruplar arasında anlayış, hoşgörü ve dostluğu yerleştirmeli ve Birleşmiş Milletlerin barışı koruma yolundaki etkinliklerini güçlendirmelidir.  Ana-babalar, çocuklarına verilecek eğitimi seçmede öncelikli hak sahibidir.”denilmektedir.

Anayasamızın 42. Maddesinde, eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi maddesinde; “Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir. Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, devletin gözetim ve denetimi altında yapılır….” denilmektedir. Türkiye 27 Ocak 1995’te “Çocuk Hakları Sözleşmesi” adıyla Resmi Gazete’de yayınlanmıştır.

 

Eğitim hakkının çağımızın temel insan hakları arasında yer alması, önemli bir gelişmedir. Ancak, bu hakkın ilan edilmesi dışında, bu hakkın hayata geçirilmesi söz konusu olduğunda bazı sorunların olduğu da görülmektedir. Yirmi Birinci yüzyılın eşiğinde, geleceğin aktörleri olan yeni nesli nasıl yetiştirmeliyiz?

Eğitim, yüzyılımızda en temel haklar arasında yer almaktadır. Bu nedenle, eğitim sorunu toplumun tüm katmanlarını etkilemektedir. Eğitimde sistem sorunu, temel bir sorun olarak yıllardır tartışılmaktadır. Her Milli Eğitim Bakanın değişiminde eğitim sistemi sorunu masaya yatırılmaktadır. Öyle ki, aynı hükümetin bakan değişimlerinde de eğitim sistemi ile ilgili arayışlar devam etmektedir. Eğitim sistemi ile ilgili sorunların çözüm arayışlarını; eğitimde başarılı ülkelerin eğitim sistemlerini ithal etme anlayışında bulmaya çalıştık. Oysa ülkelerin koşulları, kültürel yapıları farklıdır. Bir ülkede başarılı olan sistemin başka bir ülkede de başarılı olmasını beklemek büyük bir yanılgı olacaktır. Eğitimde çözüm olarak sunulan modellerin temelinde, bilgi üretiminde başarılı olan ülkelerin eğitim modellerini kullanmak gibi bir çözümde, doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Eğitimde başarılı ülkelerin sistemleri ve modelleri elbette incelenecektir. Elbette ki, uluslararası değerlendirme ölçütleri dikkate alınacaktır. Ancak, kendi koşullarımız doğru okunmalı ve kendi yapımıza uygun bir stratejiyle; kendi eğitim modelimiz hayata geçirilmelidir.

Günümüz bilgi teknolojisi çağında okullar, eğitim sistemindeki merkezi rollerini sürdürmekte zorlanmaktadırlar. Eğitim sisteminde artık başka eğitici çevreler de etkili olmaktadır. Bilgiyi başka eğitici çevrelerde paylaşıyor. Öğrenciler bilgiye aile ve okul aracılılığıyla değil, medya ve farklı iletişim teknikleriyle ulaşabiliyor. Bu yeni teknolojide, doğru-yanlış süzgeci kullanılmadan düzensiz bir erişim sağlamaktadır. Okul ve aileler ise bu dağınık bilgileri düzene sokmaya çalışmaktadırlar. Bu nedenle, günümüzde bilgiyi aktarmaktan daha önemli olan doğru bilgiye erişim ve doğru bilgiyi aktarmaktır. Montaigne, 16.yüzyılda “iyi kurulmuş bir kafa, tıka basa doldurulmuş bir kafadan daha değerlidir.” derken yüzyıllar sonra günümüz bilgi çağında bilgi fırtınası içerisinde devinen neslin kafalarını bilgi çöplüğü olmaktan kurtararak, doğru ve gerekli olan bilgiye erişiminin önemini ifade eden daha uygun bir anlatım bulunamaz. Eğitimde en temel sorun, bilgi yönetimi ile ilgili doğru bir bakış açısı oluşturmaktır. Bilgi gücünü elinde bulunduran ülkelerin stratejileriyle, bilgi çağına uygun bireyleri eğitmek zor olacaktır. Bilgi gücünü elinde bulunduran ülkelerin temel stratejileri; bilgiyi pazarlamak, dünyadaki pazar payını arttırmak olduğunu da unutmamak gerekir. Daha önceki yazılarda da ifade ettiğim gibi bilgi gücünü elinde bulunduran ülkelerin tüketicisi olmak yerine, düşünen, sorgulayan, uygulayan ve üreten bir eğitim sistemi modelini hayata geçirmeliyiz. Bilim ve aklın yolunda, ulusal değerlerimizi evrensel değerlerle doğru buluşturan bir eğitim modeliyle, geleceğe daha emin ve güvenli adımlarla yürümüş oluruz.  Geleceği aydınlık, yarınları umut dolu bir nesil için, “ÖNCELİĞİMİZ EĞİTİM”…

 

 


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

Etiketler :
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)