adscode
adscode

EĞİTİM SİSTEMİNDE OKUL MERKEZLİ YÖNETİM YAKLAŞIMI

Eğitim kurumları, sorumlulukları çok yetkileri sınırlı etkisiz yöneticiler tarafından yönetilmek yerine, sorumlulukları ve yetkileri dengeli etkili lider yöneticiler tarafından yönetilmelidirler. Eğitim yöneticiliğinde kariyer ve liyakat ilkeleri göz ardı edilmemelidir.

ikegitmeni@hotmail.com




 

Eğitim kurumlarının yönetim sorunu, eğitim sistemimizin üzerinde en çok değişiklik yapılan; eğitim çevrelerinin ve taraflarının beklentilerini bir türlü karşılayamayan ve çözüm üretilemeyen sorunların başında gelmektedir.  Ülkemiz koşulları açısından gerçekleşmesi zor bir hayal gibi görülen etkili okul yönetim modeli önerisinin, okullarda yönetimi daha etkili kılacağını önceki yazımda ayrıntılı ifade etmiştim. Bu yazımda, eğitim sisteminde okul merkezli yönetim yaklaşımını değerlendirmek istiyorum.

Okullar, eğitim sisteminin var olma amacını gerçekleştiren en önemli öğeleridir. Eğitim sisteminde yapılan değişim ve dönüşümün uygulama alanı okullar olduğuna göre, okulların eğitim sistemindeki karar alma sürecinde daha etkili rol almaları gerekmektedirler. Bilgi ve iletişim teknolojisinin çok hızlı geliştiği günümüzde, okulları karar alma sürecinde daha etkili kılmak da mümkündür.  Eğitim sistemimizde yapılan değişim ve dönüşümlerin beklentileri ve ihtiyaçları karşılamaktan uzak olması nedeniyle, tekrar yeni bir değişim ve dönüşüm döngüsüne girilmesinin temelinde de eğitim sisteminin karar alma süreçlerinde okul merkezli bir yaklaşımın esas alınmamasından kaynaklandığını düşünüyorum. Eğitim sistemimizde okullar daha etkili kılınmadıkça, eğitimde başarı çıtasını yükseltmemiz de zor görünmektedir.  Eğitim sistemimizde okullardaki yönetim sorunu, yıllardır çözüm bekleyen önemli bir sorundur.

Eğitim kurumları, sorumlulukları çok yetkileri sınırlı etkisiz yöneticiler tarafından yönetilmek yerine, sorumlulukları ve yetkileri dengeli etkili lider yöneticiler tarafından yönetilmelidirler. Eğitim yöneticiliğinde kariyer ve liyakat ilkeleri göz ardı edilmemelidir. Model önerisinde bulunduğum yazımla ilgili eğitim çevrelerinden farklı değerlendirmeler aldığımı belirtmek isterim. Bazı yöneticiler, koşullarımıza uygun bir model olmadığını ifade ettiler. Öncelikle değerlendirme yapan arkadaşlarımızın görüşlerine saygı duyuyorum. Yazımda da ifade ettiğim gibi uygulanması zor görülen bu modelin kariyer ve liyakat ilkelerini esas aldığını ifade etmek istiyorum. Ayrıca yukarıda, yöneticilerle ilgili ifade ettiğim değerlendirmede de eğitim kurumlarında sorumluluk-yetki arasındaki uyumsuzluk ve eğitim kurumu yöneticiliğindeki kariyer- liyakat konularına vurgu yapmak istedim. Ayırca model önerisinde okul yöneticiliğine aday olmak isteyen okul müdürü ve müdür yardımcısı adaylarının kriterleri arasında yüksek lisans, doktora ve sınav puanı esasına göre aday olunacağı belirtilmişti.

 

Milli Eğitim Bakanlığında tekrar yönetici atama ya da görevlendirmeyle ilgili çalışmaların yürütüldüğü konusundaki haberler, bazı eğitim haber sitelerinde yer aldı. Milli Eğitim Bakanlığının yeni yönetici atama yönetmeliğini, kariyer ve liyakat ilkeleri esasları çerçevesinde; etkili okul yönetim anlayışına göre hazırlamalıdır.  Okulların daha etkili kurumlar olması için etkili yönetim anlayışının şart olduğu, eğitimin karar vericileri tarafından bilinmelidir.

Eğitim kurumları yönetici atama ya da görevlendirme yönetmeliği, nepotizm (akrabalık) ya da kronizm (tanıdık-dost) gibi kayırmacılıklara yol açabilecek düzenlemeler yerine, eğitim kurumları nasıl daha etkili eğitim kurumu olabilir, yaklaşımıyla hazırlanmalıdır. Eğitim kurumları yönetici atama ya da görevlendirme yönetmeliği, itaat ve sadakati nasıl daha iyi sağlar anlayışı yerine, kariyer ve liyakati nasıl daha etkili kılar anlayışıyla hazırlanmalıdır. Eğitim kurumları yönetici atama ya da görevlendirme yönetmeliği katılımcılığı esas alan, okul merkezli bir yaklaşımla hazırlanmalıdır. Eğitim kurumlarında yürürlükte olan mevcut zümreler, komisyon ve kurullar, yönetmelik gereği zorunlu gündemlerin oluşturulduğu, tutanakların yazıldığı çalışma grupları yerine, katılımcıların görüş ve düşüncelerinin yaşam bulduğu, etkili takımlara dönüşmelidirler. Okullarda çalışanların görev tanımları ve rolleri çok açık bir şekilde belirlenmelidir. Eğitim kurumu yöneticileri, tesis müdürü ya da sadece mali işlerle enerji harcayan yöneticiler olmak yerine, eğitim öğretim liderliği görevlerini yerine getirmelidirler.

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından geliştirilen e- okul uygulamasındaki yeni düzenlemelerle, okullardaki birçok idari çalışma, veri işletmenleri tarafından yapabilecektir. Okullara memur ve veri işletmeni kadrosu verilmeldir. Okullarda müdür ve müdür yardımcısının görev tanımları da değişmelidir. Okul müdürü ve müdür yardımcıları sadece eğitim öğretim işlerine yoğunlaşmalıdırlar. Eğitim kurumlarında tesis ve muhasebe işleri, eğitim kurumu müdürüne bağlı tesis ve muhasebe işlerinden sorumlu yönetici(müdür yardımcısı statüsünde) tarafından yürütülmelidir. İl ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin eğitim kurumlarıyla daha eşgüdümlü çalışmaları için eğitim bölgeleri kurulları danışma kurulları yerine, icra kurullarına dönüşmeli ve eğitimde karar alma süreçlerine okulların daha etkili katılmaları sağlanmalıdır.

Sonuç olarak, eğitimde katılımcı anlayışın gelişmesi, okul merkezli yönetim yaklaşımıyla olacaktır. Eğitim yönetiminde kariyer ve liyakat sisteminin basamağı okullar olmalıdır. Eğitim kurumu yöneticiliği yapmayanlar merkezi yönetimde görevlendirilmemelidirler. Şube müdürlüğü, milli eğitim müdürlükleri ve merkezi yönetimdeki yöneticiliklere atanmada, eğitim kurumu yöneticilikleri esas alınmalıdır. Geleceği aydınlık, yarınları umut dolu bir nesil için, “ÖNCELİĞİMİZ EĞİTİM”…


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

Etiketler :
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)