adscode
adscode

EĞİTİMDE NİCEL VE NİTEL ÖLÇÜTLERLE BÜYÜME

Yükseköğretim Kurumları Sınavı(YKS) sonuçları açıklandı.Sınav sonuçlarıyla ilgili sıfır çekenler, barajı geçemeyenler,  sınavdaki derslerin ortalama net sayıları gibi birçok konu kamuoyunda hararetli bir şekilde tartışılmaya devam etmektedir.

ikegitmeni@hotmail.com




Tartışmaların muhatabı olan Milli Eğitim Bakanlığının YKS sonuçları hakkında kamuoyuna yapacağı açıklamalar ise merakla beklenmektedir. Eğitim sisteminde her sınavdan sonra benzer tartışmalar yapılmaktadır. Sınav sonuçlarıyla ilgili yapılan tartışmalar; adeta suçlu kovalamaca döngüsü mantığı ile devam etmektedir. Konunun muhatapları tarafından öğretmenlerin yetersizliği, ders müfredatlarının içerikleri, sayısal derslerin zorluğu, eğitim sistemi, sınav sorularının zorluğu, sınavlara katılanların nitelikleri gibi nedenler; sınav sonuçlarını açıklamak için suçlu kategorisinde değerlendirilmektedir. Peki, suçlu kim?

 

Sorunları sadece suçlu arayarak çözme yaklaşımı; sorunlara kısıtlı nedenlerle kısıtlı çözümler getirmenin ötesinde bir katkı sağlayamayacaktır. Eğitim sisteminde sorunların teşhisinde ve çözümünde yıllardır benzer hatalar yapılmaktadır. ÖSYM’nin son üç yılda yaptığı sınav sonuçları incelendiğinde; 2016 yılında Yükseköğretim Giriş Sınavına(YGS) 2 milyondan fazla aday girdi ve yaklaşık 33 bin aday sıfır çekti. YGS’ de 2017 yılında 2 milyon 161 bin 438 aday sınava girdi ve 37 bin aday sınavda sıfır çekti. YKS 2018’de 2 milyon 162 bin 895 adayın 2 milyon 116 bin 604'ü sınava girdi ve 38 bin 483 aday sıfır çekti. ÖSYM verilerine göre YKS 2019 ‘da ise 2 milyon 390 bin adayın girdiği yükseköğretim kurumları sınavında, 14 bin 971 adayın sıfır puan aldığı tespit edildi. YKS 2019’da sıfır çeken aday sayısı azaldı ama baraja takılan aday sayısı arttı. ÖSYM’nin yayımladığı istatistikler bize YKS adaylarının en başarısız oldukları testlerin her yıl olduğu gibi yine sayısal bölüm olduğunu göstermektedir.  ÖSYM’nin açıkladığı, 2019 Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) istatistiklerine göre, adayların TYT ve AYT testlerindeki ortalama net sayıları da eğitim açısından tablonun hiç de iç açıcı olmadığını göstermektedir.

 

Eğitim sisteminde sayısal veriler ile nitel veriler arasında doğru bir ilişki var mı?  Sayısal veriler ne kadar gerçeği yansıtıyor?  YKS kapsamında değerlendirildiğinde ortaöğretimde sınıfın geçen öğrencilerin ders başarıları ile YKS sonuçları arasında uyumlu bir başarıdan söz edilebilir mi? Öğrencilerin devam devamsızlıkları, destekleme kursları ve özel öğretim kurslarındaki veriler ile sınav sonuçları arasında nasıl bir ilişki var? YKS deki vahim tabloya bakıldığında mezun öğrencilerin ders başarıları ve hormonlu notların olup olmadığı elbette ki düşünülmesi ve araştırılması gereken konulardır. Eğitim sistemimizde nicel veriler açısından değerlendirildiğinde; her ilde en az bir fen lisesi, bir sosyal bilimler lisesi,  her ilde üniversite bulunmaktadır. Eğitim sistemindeki mevcut nicel veriler değerlendirildiğinde; başta YKS olmak üzere PISA ve TIMSS gibi uluslararası değerlendirmelerde sonuçlarında daha iyi olması gerekmez mi? Eğitim sisteminde 4+4+4 sistemiyle zorunlu eğitim 12 yıla çıkarıldı. Eğitimde lise mezunu sayısının artması eğitimde nicel büyüme açısından önemli bir veri, ancak niteliksel açıdan gerçekten lise mezunlarının eğitsel birikimleri için aynı şeyleri söylemek mümkün müdür? Her yetişkin bireyin bilmesi gereken temel bilgileri bile bilemeyen, bilgi birikimi düşük lise mezunları hatta yükseköğretim mezunlarını duyduğumuzda şaşırıyoruz. Bir televizyon kanalında yayınlanan bilgi yarışmasında “Yeni doğmuş, sütle beslenen sığır yavrusuna ne ad verilir?” sorusuna yarışmacının doğru cevap vermemesi günlerce basında tartışılmıştı.

 

Eğitim sisteminde sorunların teşhisinde suçlu aranarak sorumluktan kaçmak yerine;  doğru analitik değerlendirmeler yapılarak sorunların kaynağı ve çözümüne farklı bakış açıları geliştirilmelidir. Çok parametreli bakış açısı; doğru çözümü de beraberinde getirecektir. Eğitim sisteminde nicel büyüme, nitel büyüme ile eşgüdümlü olmalıdır.  Başka eğitim sistemlerinin yaptıkları değişimlerin takipçisi olmak yerine; geleceği doğru öngörüp, kendi eğitim sistemimizin değişiminin başlatıcısı ve yöneticisi olmalıyız. Ülkemizin geleceğini güçlü eğitim sistemi şekillendirecektir. Bu nedenle, “ÖNCELİĞİMİZ EĞİTİM” demek zorundayız.


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

Etiketler :
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)