adscode
adscode

Özel okul öğretmenlerine kulak verilmeli!

Özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenler, çalıştığı okullarda öğrenci sayısı düştüğü için aynı kurumların özel öğretim kurslarında da çalıştıklarını ancak, kurslardan ücret almadıklarını ifade etmektedirler.

ikegitmeni@hotmail.com




Eğitim sistemimizde özel öğretim kurumlarıyla ilgili sorunlar çığ gibi büyümektedir. Pandemiyle birlikte, özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenlerden yöneticilere kadar kiminle konuşsanız, kime dokunsanız, bin ah işitirisiniz... Özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenlerden hemen her gün sorunlarına ilişkin çok sayıda mesaj gelmektedir. Öğretmenlerin sorunlarına ilişkin bazı basın yayın organlarında, okulların isimleri de kullanılarak haberler yer aldı. Ancak, özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenlerden gelen mesajlarda, sorunların sadece söz konusu okullarla sınırlı olmadığını göstermektedir.

Özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenler; sorunlarının her geçen gün daha da arttığını, yaşanan ekonomik sıkıntılarla birlikte katlanan sorunlarını anlatabilecek bir makam ya da  kendilerini temsil edebilecek bir yapı bulmakta zorlandıklarını, ifade etmektedirler. Özel öğretim kurumu öğretmenleri; öğretmenlik meslek kanununda özel öğretim kurumları öğretmenleriyle ilgili de düzenleme beklediklerini ancak, kanunda özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenlere yönelik bir düzenlemenin olmaması, özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenlerde büyük hayal kırıklığı yaşattığını ifade etmektedirler.

Eğitim sistemimizde özel öğretim kurumlarıyla ilgili sorunlar her geçen gün daha da artmaktadır. Özel öğretim kurumları yönetmeliği çok sık değişen yönetmelikler arasında yer almaktadır. Eğitim sistemimizde daha önce dershane olarak varlığını sürdüren kurumlar 15 Temmuz 2016 hain darbe kalkışması sonrası, ya kapatıldı ya da özel okula dönüştürüldüler. Özel öğretim kurumları yönetmeliğinde yapılan düzenleme ile dershanelerin yerini özel öğretim kursları aldı.   Özel öğretim kursları ile ilgili son düzenlemelerden sonra, özel öğretim kurs sayılarında da ciddi artışların olduğu görülmektedir. Apartman dairelerinde bazı düzenlemeler yapılarak kurslar açılmaktadır.  Ayrıca apartmandan okula dönüşmüş, butik okul olarak tanımlanabilecek yapılar da eğitim sistemimizin ayrı bir gerçeği…

Dershanelerden okula dönüşen birçok okul kurucusu, okul açtıklarına pişman olduklarını, özel öğretim kurslarının daha kazançlı olduğunu da ifade etmektedirler. Yazılarımda sık sık ifade ettiğim gibi, eğitim sistemimizde sınav gerçeği olduğu sürece, adı dershane ya da kurs olsun fark etmez,  özel öğretimde benzer yapılar varlığını sürdürecektir. Ülkemizde atanamayan öğretmen sayısının her geçen yıl katlanarak arttığı ortamda, özel öğretim kurumları bir ölçüde de olsa, bu sayının eritilmesine katkı sağlayacaktır. Ancak, özel öğretim kurumları atanamayan öğretmenleri kurumlarında çalıştırırken, nasıl olsa atama bekleyen diplomalı işsiz öğretmen sayısı çok diye, öğretmenleri asgari ücret seviyesinde çalıştırmamalıdır. Özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenler, çalıştığı okullarda öğrenci sayısı düştüğü için aynı kurumların özel öğretim kurslarında da çalıştıklarını ancak, kurslardan ücret almadıklarını ifade etmektedirler. Özel okul öğretmenleri; okul kurucularının öğretmenleri, okula getireceği öğrenci sayısıyla değerlendirdiklerini ifade etmektedirler. Peki, bir öğretmenin kurumuna ve öğrencisine katkısının sadece öğrenci sayısıyla ölçüldüğü bir sistem ne kadar adil, ne kadar eğitim bilimi ve öğretmenlik mesleğinin etik değerleriyle bağdaşmaktadır?

Eğitim sistemimizde özel öğretim kurumlarının varlığı, niteliği ve sorunlarıyla ilgili ciddi bilimsel araştırmalar yapılmalıdır.  Özel öğretim kurumlarıyla ilgili araştırmalarda tüm paydaşlar titizlikle dinlenmelidir. Özel öğretim kurumlarıyla ilgili araştırma yapan bilim adamlarının kendilerinin de mutlaka sahaya çıkmaları, araştırmanın daha gerçekçi sonuçlar vermesi açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Eğitim sistemimizde özel öğretim kurumları varlıklarını sürdüreceklerse, bu kurumların sorunlarının sadece ticari kuruluş mantığıyla değerlendirilmesinin yanlış olacağını düşünüyorum. Eğitimde özel sektör, özgür sektör olmamalıdır. (öğretmenlerin hakları vb. konularda…) Özel öğretim kurumları eğitim sistemimizin bir parçasıysa,  eğitimdeki standartları, başarıları da titizlikler denetlenmeli ve değerlendirilmelidir. Özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenler de sadece işverenin emrinde çalışan birer çalışan olarak görülmemelidirler. Özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenler, resmi kurumlarda çalışan öğretmenlerle aynı işi yaptıklarına göre, özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenlerin resmi kurumlarda çalışan öğretmenlerden çok düşük ücret almaları kabul edilebilir bir yaklaşım değildir.

Özel öğretim kurumları yönetmeliğinde öğretmenlerin özlük hakları belirli standartlarla belirlenmelidir. Öğretmenlik meslek kanunda özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenlerin de özlük hakları ve görev tanımları belirlenmelidir. Öğretmenlik meslek kanununda yapılacak yeni düzenlemelerle özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmen ve yöneticilerinde hukuksal hakları güvence altına alınmalıdır. Geleceği aydınlık, yarınları umut dolu bir nesil için, “ÖNCELİĞİMİZ EĞİTİM”…

ikegitmeni@hotmail.com

 


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)