Özü itibari ile uygulandığında eğitim sistemimiz için gerçekten devrim gibi kararlardan oluşan Öğretmen Strateji Belgesi karne telaşı, LYS maratonu arasında kaynadı gibi gözüküyor.
Ama önümüzdeki günlerde bu Belgeyi çok konuşacağız bundan eminim.
Ancak her şey olduğu gibi bu Belgeye de temkinli yaklaşanlar, önyargılı olanlar, öğretmenler için felaket olduğunu düşünüp ürkenlerde az değil.
Nedense Türkiye de mevcutları değiştirmek, yenilik getirmek ya da tabuları yıkmak insanların kafasında hep bir kıyım ve kadrolaşma algısı oluşturmaktadır.
Her yıl değişen müfredatlar, not sistemi, ödevler, yazılılar, sınav sistemleri derken bir türlü yerine oturmayan bir yapı ile boğuştuk durduk.
Ama bu yapının en önemli unsuru olan Öğretmen faktörünü hep göz ardı ettik.
Öğretmenler ile ilgili konular, atamalar, rotasyonlar, yetiştirme kursları, ek ders ücretleri gibi Özlük hakları ile alakalı konuların dışına pek çıkmadı.
Peki ya öğretmenlerimizin yetişmesi, mesleğe uygunluğu, adaptasyonu devamlı kendilerini geliştiren, yenileyen bir öğretmen profiline sahip olmaları ile ilgili neler yaptık.
Bu sorunun cevabı yalnızca uğraştık ama ‘’yeteri kadar değil olmalı...
Kontrol edilmeyen, kendine haline bırakılan, hedefleri ve heyecanı olmayan hiçbir işte başarı elde edemezsiniz.
Onun için Öğretmen Strateji Belgesi dosdoğru ve hakkı ile uygulanırsa Eğitim hayatımızda çok güzel şeyler olacak.
Eğer medeniyetimizin en önemli unsuru adalet olmalı diyorsak o zaman;
Çalışan, uğraşan, çabalayan kendini mesleğe adamış Öğretmenleri küstürmemek için bile bizler bu Belgeye ‘’Tamam’’ diyoruz.
