Şimdiki yeni gündem ise okulların tatil olduğu bu süreçte özel okullara eğitim ücretlerinin ödenip ödenmemesi üzerinden yürütülen bir algı operasyonu.
İşin güzel yanı velilerin bu algıya prim vermemesi ve tam aksine okullarına güvenlerinin tam olduğunu göstermeleri oldu.
Birkaç münferit olay dışında velilerimizin çoğu okullarına ve öğretmenlerine destek oluyor, özellikle canlı yayın derslerinde verdikleri manevi destekle eğitim camiasına moral veriyor.
Milli Eğitim Bakanlığı da bu konu ile ilgili olarak tedbirlerini alıyor. Yapılan açıklamaya göre özel okullar, bu süreçte yapılamayan dersleri yaz okulu programlarıyla telafi edecek ve önceden belirlendiği gibi 180 eğitim gününü tamamlayacaklardır. Böylece veliler yaptıkları karşılıklı sözleşme gereğince ödemesini yaptıkları bir yıllık hizmeti almış olacaklardır.
Peki, yapılan bu asılsız haberlerin amacı ne?
Bizce amaç yalnızca okulları ve velileri karşı karşıya getirmek değil. Asıl hedef eğitim kurumlarımızı istikrarsızlaştırmak.
Çünkü bu okullarda oluşan en ufak bir istikrarsızlığın faturasını milli eğitim camiası olarak hepimiz öderiz.
Nitekim yazının başında bahsettiğimiz bir özel okul zincirinin sıkıntıya düştüğü günlerde kamuoyu olarak hepimiz bunu bizzat yaşadık ve gördük.
O zaman olması gereken yalnızca özel okulların değil, tüm eğitim kurumlarının bu sıkıntılı süreci en az zararla atlatmasını sağlayacak ufacık bir katkının bile çok önemli olduğu gerçeğini kabul etmemizdir.
Çünkü birkaç ay içinde okulların açılması ile eğitim ve öğretim faaliyetleri yine kaldığı yerden devam edecektir. Eğitimin kaldığı yerden devam etmesi için de gereken en önemli unsur, okullarımızın bıraktığımız gün gibi dimdik ayakta olmasından geçiyor.
Okullarımızın; açıldıkları ilk gün öğretmenleri, yardımcı personeli, sorunsuz fiziksel ortamı ve tüm eğitim- öğretim enstrümanları ile eksiksiz bir şekilde, tıpkı bir saat gibi yine tıkır tıkır çalışmaya devam etmeleri lazım.
Elbette okullarımızın yöneticileri de üzerlerine düşenleri yapmak zorunda.
Bilhassa ekonomik olarak sıkıntıda olan velilere yönelik rahatlatıcı kararlar almaları lazım.
Servis ve yemek ücretleri, taksitlerin ödenmesinin ertelenmesi gibi konularda ellerinden geldiğince velilerimize kolaylıklar sağlamaları gerekmektedir.
Gelecek yıl da beraber olacakları öğrencileri için makul fiyat politikası ve uzun ödeme planları gibi kolaylaştırıcı ve ferahlatıcı tedbirler de alabilirler.
İnşallah bu süreci devlet- okul-veli dayanışması ile hasarsız atlatacağız ve geleceğe hazırlanmaya hep birlikte devam edeceğiz.
