adscode
adscode

Engelli Engelsiz!

Artık bizim de sıra dışı bir başkanımız var. Kendileri görme engelli. Kanada’nın rengarenk hükümet kabinesinin taze izleri silinmeden, bizim görme engelli başkanımız da dünyada uzun süre konuşulacağa benzer.

cemozel2021@gmail.com




Başta engelli vatandaşlar olmak üzere, birçok duyarlı vatandaş bu sonuca çok sevindi. Dış basının merakı ve ilgisi, yeni başkanımızı şimdiden dünya kamuoyunun gözü önüne serdi. Bakalım kabine nasıl şekillenecek?

İlk altı ay ne olduğunu pek anlayamadık. Her şey rutinde gidiyor. Sanırım işleri anca anlamaya çalışıyor yeni ve sıra dışı başkan.

Kabinenin yarısından çoğu görme ve işitme engelli. Koltukların birçoğu da tekerlekli sandalyeli milletvekiline verildi. Sadece bir bakanlık engelli olmayan bir erkek milletvekiline verildi: Aile ve Sayısal Politikalar Bakanlığı!

Hükümet, rutin işlerin yanı sıra, engelli vatandaşlara yönelik daha çok iş yapıyor. Meğer görmediğimiz, farkında olmadığımız ne çok şey varmış! Engellilere yönelik o kadar çok çalışma var ki, sokaklar, caddeler, okullar ve fabrikalar engelli vatandaşlarla doldu. Bazı gazeteler braille alfabesiyle ekler hazırlamaya başladı bile. Bunu bazı dergiler izledi. Braille alfabesiyle yazılmış kitaplar da basılır oldu. Stefan Zweig’ın ince romanları (romansı, novella) bile kabartmalı braille harflerinden dolayı kalın kitaplara dönüştü.

Başkan, gücünü gittikçe hissettirmeye başladı toplum üzerinde. Birçok yerde braille alfabesi okuma ve yazma kursları açıldı. Ortaokullarda seçmeli ders olarak okutulmaya başlandı braille alfabesi dersleri. Bir süre sonra da zorunlu oldu.

Derken normal alfabeyle yazılan kitaplariçin braille alfabesiyle basılması zorunluluğu getirildi. İnsanlar şaşkındı. Hatta her dönemin yalakaları, kendi adlarını braille alfabesinin kabartmaları şeklinde vücutlarına dövme bile yaptırdılar.

İstanbul’da çok görkemli bir kütüphane açıldı. Açılışı büyük olay oldu; çünkü kütüphanedeki bütün kitaplar braille alfabesiyle yazılmıştı. Göstermelik olarak bir iki tane braille alfabesiyle olmayandan konulmuştu. O da nadir eserler rafındaydı. Belli ki nadir kullanılacaktı! İnsanların kaygısı giderek artmaya başlamış, büyük çoğunluk kendini engelli gibi görmeye başlamıştı. Engelsiz engelli! Hayat tersine dönüyordu. 47 yaşındaki başkanın engelsizlerden öç aldığının en büyük göstergesiydi bu son kütüphane faslı. İşte olan olmuştu. Bütün kitapların düz yazılması görme engelliler için neyse, engelsizler için de braille alfabesiyle yazılan kitaplar oydu. Toplum engelli ve engelsiz olarak iki kutba ayrıldı. Engelsizler evlerinden çıkamamaya başladı.

Bu sadece görme engelliler için de değildi. Birçok otopark alanı, engelli otoparkına çevrilmişti. Engelsizler ne arabalarına ne de kendilerine yaşam alanı bulabiliyorlardı. Kendilerine ayrılan az sayıdaki park alanlarına da engelli sürücüler park ediyordu.

Engelsizlerin sıtkı sıyrılmış, bezginlik halkın tabanına yayılmıştı. Artık birçok engelsiz vatandaş başkanlarından kurtulmak istiyordu; ama şimdiye kadar evlerinden çıkan engelliler o kadar çoktu ki, bu hükümeti düşürmenin olanağı yoktu. Her an bir rejim değişikliğine gidilebilirdi. Fısıltı gazetesinin sür manşeti şöyleydi: Devletin resmi alfabesi “Braille”dir.

Bayrağın da şekli değişmiş, bayraktaki Hilal, tekerlekli sandalyenin tekerleğine benzetilmiş, bunun yanı sıra görme engellileri en iyi sembolize eden 6 noktayı andırsın diye yıldız sayısı 6’ya çıkarılmıştı.

Birçok özel otomobil markası, bu sefer de zenginleşen engellilere, kendi markalarından tekerlekli sandalye üretiyordu. Yurtdışından ithal edilen son model elektrikle çalışan tekerlekli sandalyeler, saatte 60 kilometre hız yapabiliyordu.

Engellilere yapılanın aynısını engelsizlere yapmaya başladı devlet. Merdivenler söküldü, rampalar yapıldı. Görme engelliler için özel köpek yetiştirme çiftlikleri çığ gibi arttı. Kaldırımlar sarı çizgilerle bezendi. Çin Seddi misali, uzaydan bakılsa görülecek gibiydi. Kaldırımlara park etmenin cezası büyüktü. Bütün engelliler için bir cennetti ülkemiz.

Engelli engelsizlerin bir kısmı hayıflanıyor bir kısmı bize oh olsun diyordu.

***

Eminim ki şu yukarıda yazdıklarımızı engelli vatandaşlarımız bile okusa onlar da dehşete düşer; ama maalesef ki onlara yaşattıklarımız, üç aşağı beş yukarı bu. Peki illa ki gerçek olması mı gerekiyor? Biz ne zaman engelli vatandaşlarımızı anlayacağız? Onları ev hapsinde tuttuğumuz yetmedi mi?

Yapılan hizmetleri arttırmak ve onları da normal yaşama aktif bir şekilde katmak elimizde; ama bu durum, duyarlı olmaktan daha fazlasını hak ediyor.  

 

 


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

Etiketler :
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)