Geçenlerde bilinçli bir veliye rastladım. Adı Fuat. İki çocuğu var. Biri orta, diğeri de lise kısmında okuyor. Matematik derslerinde çocuklarına yardımcı olabilmek için matematik öğreniyor. Emekliliğini bu işe vakfetmiş. Oturmuş, düşünmüş genel itibariyle çocukların en büyük sorununu, kendince tespit etmiş. “Hangi ders olursa olsun, okuduğunu anlamazsan soruyu da anlamıyorsun.” diyor. Oradan da çözüm önerisini altın bir tepside sunuyor önümüze: Kitap okumak!
Bu çözümü, kitap okumayı hayatının en önemli yapı taşlarından biri olan bendenize söyleyince sevincim gözlerimden anlaşılıyor ki, benim de birkaç söz söyleyip kendisini desteklememi isteyen bir tavrın içine giriyor. Alıyorum sazı elime, başlıyorum söze.
Türkiye'deki kitap okuma istatistiklerine girmeyeceğim; ama benim de içinde bulunduğum bir sınıfta, hocamızın bir yılda kaç kitap okuduğumuzu sormasına verdiğimiz yanıtların ortalaması, büyük bir gerçeği ortaya koyuyordu. Kişi başı ortalama 4 kitap. Şimdi bu 4 kitabın günahı ne? Turşusunu mu kuralım yoksa fırına mı verelim? 12 aya bölersem aylık kaç kitap okunmuş oluyor, biliyor musunuz? Hemen söyleyelim: 0,333. Başında sıfır olan 333'ü söylerken ancak fotoğraf çekip instagram'da paylaşım yaparız. Başka da bir halt olmaz.
Peki ne yapalım, nasıl arttıralım bu sayıları derseniz, şunları söyleyebilirim. Öncelikle kendimizi tanıyacağız. Kendimizi kandırmadan, bahanelerin arkasına saklanmadan, masaya yatıracağız bedenimizi. Neşteri de kendimiz vuracağız. “Kitap okuyunca uykum geliyor”, diyenleri duyar gibiyim. O zaman sen de uykunu aldıktan sonra oku. Yani erken yat erken kalk ve tertemiz kafayla oku! İtiraz eden olmaz sanırım. Böylece biyolojik saatini de öğrenmiş olursun, ne zaman ne yapacağını bilerek. Kitap okumaya zamanım yok diyenleri duyar gibiyim. Dizi izlemeye, maç seyretmeye, sosyal medyaya zaman bulunuyor, yanılıyor muyum!
Kendimizi tanımalıyız önce. Küçükten hedefler koyalım. Çok basit bir hesap yapalım sizinle. Ayda 1 kitap okursanız ne olur? Yılda kaç kitap yapar? O kadar da matematiğimiz olsun! 12 kitap yapar. Sakın ha, bu 12 sayısını küçümsemeyin. Bizim ülkemiz de dahil pek çok ülkenin kişi başı kitap okuma sayılarına bakıldığında bu sayıdan oldukça altta kalıyor. Görülüyor ki insanlık için büyük bir adım olmasına rağmen kişiler için adım bile sayılmaz. İşte bundan sonrası size kalmış. Ayda okuyabileceğiniz kitap sayısı sizin kendiniz için attığınız adımın büyüklüğünü gösterecek. Bu sayıyı ayda 2'ye çıkarmak demek, yılda 24 kitap demektir. Tebrikler. Dünyadaki pek çok ülkenin önüne geçmiş oldunuz.
Çıtayı yükseltmek sizin elinizde. Siz yeter ki kendinize hedef koyun. İlk etapta hedefe ulaşamasanız da olur. Hadi biraz uçalım. Ayda 10 kitap okuyamaz mısınız? Yok artık dediğinizi duyar gibiyim. Yapan var. Hatta haftada 10 kitap okuyan var. Tamam, bu belki abartılı olacak; ama zaten o zaman da ortalık Sunay Akın'dan geçilmez! Çok büyük bir keyifle söyleyebilirim ki Sunay Akın, haftada 10 kitap okuyor. Haftada 10 kitabın, ayda ve yılda kaç kitaba tekabül ettiğini size bırakıyorum. Bu hedefler aslında size çok güzel bir fırsat veriyor. En azından Atatürk’ü bu kulvarda geçebilirsiniz. Atatürk’ün okuduğu kitap sayısı 3500-4000 arası. Sanırım Sunay Akın, Atatürk’ü bu kulvarda geçmiştir. Atatürk duysa ne sevinirdi!
Bilmiyorum yeterince gaza geldiniz mi? Eğer geldiyseniz büyük bir hevesle şimdi de şu soruyu sormanız gerekiyor: “İyi hoş da kitap okumayı çok istememize rağmen hangi kitapları okuyacağz?” derseniz onun reçetesi ayrı. Onu da bir başka gün konuşuruz.
