Tam Türkiye’ye gelecekken kırık bir ayak bileği ile somurtmaya başlamıştım ki, beni ne gülümsetebilir diye düşünürken karşılaştım onlarla…
Melodi ve Sedef.
Kalpleri pırıl pırıl iki genç kadın.
Kalplerinden çok daha büyük bir organizasyonu, bir mentorluk ve destek ağını hayata geçirdiler.
“Birlikte Bir.İz” dediler.
Bu nedir derseniz?
Bu iki kardeşin dünyayı daha şefkatli, daha umutlu, daha birlikte bir hale getirme hayalinin binlerce insanın suretinde vücut bulmuş hali. Klasik mentorluktan öte, çemberlerle, paylaşımlarla, eğitimlerle desteklenen sıcacık bir dünya, bir yapı.
Onlar bu yola, “Bugün dünyada en çok neye ihtiyacımız var?” sorusuyla çıktılar. O soru büyüdü, büyüdü, Türkiye’nin sınırlarını bile aştı ve yüzlerce, belki binlerce kalbi bir araya topladı.
Bu bir mentorluk projesi.
Vaktiyle ÇYDD projesinin bir parçası olmuş biri olarak bir gencin kalbine dokunmanın gerçekten nasıl bir güç olduğunu bilen bir mentor olarak, projeyi sosyal medyaya görünce hemen parçası olmak istedim.
Ve bu sayede yüzlerce ışık dolu kalbi, pırıl pırıl genci gördüm.
Projenin 1. Döneminde 340 eşleşme gerçekleşti, 680 kalp hayal kurdu.
İlkeleri, umudu yeşertmek, inancı aşılamak, hayal kurdurtmak, şefkatli alan açmak ve kaynak paylaşmak. Bu ilkelerin ne kadar güzel hayat ve karşılık bulduğunun en güzel yansıması da mentee olan öğrencilerin paylaşımları… Burada sizle yalnızca birini paylaşacak olsam da, bunun gibi onlarca mesaj aldılar.
“Birlikte Bir.İz hayatıma dokunan en güzel duraklardan biri oldu. Kendimi aradığım bu yolculukta mentörümle tanıştım ve sanki uzun zamandır tanışıyorduk…Mentörümle kurduğumuz bağ bana hem ilham oldu hem de güç verdi. Yalnız olmadığımı bilmek yolumu daha da aydınlattı. Umudumu diri tutmayı, endişemin elinden tutup onunla birlikte yürümeyi öğrendim bu süreçte. Nefesim açıldı… […] Birlikte güçlüyüz, birlikte mümkün. Ve ben inanıyorum, birlikte bir iz bırakacağız.”
Yeryüzünün en zorlu dönemlerinden birine denk gelen Y ve Z kuşakları olarak, yapabileceğimiz en güzel şey yalnız olmadığımızı ve bizi bizden başka kurtaracak kimsenin olmadığını birbirimize anımsatmak. Yaşarken bir diğerine nefes olmak, alan açmak, umut yeşertmek. Bilgilerimizi gelecek nesillere aktarırken, onları bir nevi de yaşama hazırlamak. Yalnız değildik, yalnız değilsiniz diyebilmek. Bu organizasyon hiçbir siyasi, ideolojik alt yapıya dayanmazken, gücünü tamamen insanlığımızdan, sevgi ve şefkatten almış. Bence bunu bu kadar güçlü, güzel ve özel kılan da bu. ,
Bize ait olması, insanı insana değdirmesi, birbirimizden başka kimseye ve hiçbir şeye ait olmadığımızı anımsatması.
Proje totalde dört görüşmeyi içeren karşılıklı diyalog, hedef belirleme, yol alma, alan açma üzerine kurulu. Bu süreçte Melodi ve Sedef birer birer gelen her başvuruyu elleriyle değerlendiriyor, tek tek okuyor ve eşleşmeleri otomasyondan uzak, gerçek bir çaba ve emekle yapıyorlar. Sonucunda da bir sihir ortaya çıkıyor. Ben kendi adıma öğrencimin yüzündeki ışığı gördüğümde aydınlandım. Ve benim gibi pek çok mentörle de tanıştım. Hepimiz benzer duyguları anımsadık, hepimiz içinden geçtiğimiz zorlu günlerde umudu anımsadık birbirimizin ve onların yüzlerinde, seslerinde, kelimelerinde.
Bazen bir kaynak paylaşımı, bazen bir kişisel gelişim konuşması, bazen staj, eğitim hedefleri ve bazen de sadece kaygıları üzerine sohbet ederken, inandığımız her şeyi birbirimize yeniden anımsattık.
Birinci dönem sona ererken, eğer siz de mentor veya mentee olarak ikinci dönemin parçası olmak isterseniz, aşağıdaki linkten size ait olan alanın formunu doldurup şimdi hemen başvurabilirsiniz.
Unutmayın, unutturmayın, Melodi ve Sedef’in bize anımsattığı gibi, BİRLİKTE BİRİZ VE BİRLİKTE İZ BIRAKACAĞIZ.