adscode

Eğitimde “sınırlar” kapanırken

Evet, bildiğiniz sınırlar kapanıyor dünyada.

damlaaktan@gmail.com




Son zamanlarda -yurtdışına yerleştiğimden beri denebilir- buradaki stabil hayatın rehavetine öyle bir alıştım ve mevcut iş tempom da öylesine sabitlendi ki, kendi kökenlerimi unuttum ve yazma tembelliği denilen şeye kapıldım.

Ta kii, geçen gün eğitimle ilgili bir habere denk gelene dek. Şöyle bir şey diyordu “Uluslararası eğitim olanaklarını kaçırmayın!”

Yaklaşık 1,5 yıldır yurtdışında olan biri olarak son dönemde istisnasız tüm ülkelerin vize kısıtlamalarına yakından şahit olmakla kalmadım, son dönemlerde yaptığım mentörlüklerle gençlerin kısa dönemli eğitimler için bile konsolosluklardan ne kadar zor vize aldıklarını birince elden görme imkanı buldum.

Çünkü sınırlar kapanıyor.

Evet, bildiğiniz sınırlar kapanıyor dünyada.

Artık Amerika için bugün başvursanız en erken 2027 Haziran’ına randevu bulabiliyorsunuz. Randevu bulmanız ise almanız anlamına gelmiyor. Çünkü başvuruların %50’si reddediliyor ve genellikle gerekçe “Yurda dönmek için yeterli sebebin yok.”

Yanlış okumadınız evet. Son 3 duyduğum ret nedeni bu.

Sesli güldüm, sonra da güldüğüme içim acıdı.

Acı ama gerçek bir şey için ne denebilirdi ki? Ya da ne hissedilebilirdi?

Enflasyon almış başını gidiyor, akademisyenler komik rakamlara çalışıyor, doçentlik kriterleri takip etmenin neredeyse imkansız hale geldiği bir hızda değişiyor, mezun olan çocuk yüksek lisans yaptı ise iş bulması daha zorlaşıyor (doktorayı saymıyorum bile çünkü sizi anında -fazla kalifiye- statüsüne zıplatıyor!) es kaza buldu diyelim, o işte de hak ettiği maaşı alamıyor. Sahi bu çocuklar yurda neden dönsünler?

Oysa eskiden öyle miydi? Yurtdışı bursu alan çocuk koşa koşa ülkesine dönmek ve bir fark yaratmak isterdi.

Evet, sadece bu istek bile yeterliydi ülkeye geri dönmek için bir neden bulmaya.

Oysa şimdi geri dönüp bir fark yaratmak isteyecekleri bir ülke olsa bile, GİDEMİYORLAR. Çünkü ABD başta olmak üzere fonlar azaltıldı, yabancı uyruklu öğrenci statülerine bir sürü koşul getirildi, vesaire vesaire…

Neresinden tutsak elimizde kalıyor dünya…

****

Şuraya bir parantez açalım. ABD tarafından getirilmiş bazı kısıtlamaları tamamen yanlış bulmuyorum. Zira mantık şu: “Benim ülkemde %8 enflasyon varken ve ben buna çözüm üretemiyorken, neden Orta Doğu araştırmasına hem de yabancı ülkeden gelen öğrencilere kaynak ayırayım?”.

İdealist bir eğitimci açısından bakılınca eleştirsem de, insani açıdan baktığımda anlayabiliyorum. Çünkü keşke benzer önlemleri bizim ülkemizde alsak da, insanım acı çekmese, bırakın eğitimi evine aldığı etin kilosu 700TL olmuş olmasa diyorum.

Ama diğer bir yandan, anlıyorum.

****

Peki dönelim konumuza? Bu şartlarda bizim gençlerimiz nasıl istedikleri eğitime ucundan da olsa dokunabilir?

Sınırları nasıl aşabilirsiniz?

Başvurabileceğiniz pek çok online program var. Hem ücretleri -yaşam masrafı olmadan- bir tık daha makul- hem de en sonunda yine bir uluslararası diploma sahibi olabilirsiniz.

Bu elbette buradaki bir kütüphaneye gidip raflara dokunarak araştırma yapmak ya da birebir mülakat yöntemi ile veri toplamak kadar etkin bir yöntem değil. Ancak imkânsız da değil. Çünkü neydi, imkan bizdik. İmkân insandı.

İşte o nedenle, konuştuğum her gence, umutsuz olmadan önce kendisine bir kez dışarıdan bakmasını ve ne istediğini sormasını söylüyorum. Esas mesele körü körüne geçmişte kolaylıkla yapılmış şeyleri tekrar etmek değil çünkü.

Esas mesele, ne istediğini bilmek ve onu gerçekleştirebilmek için bir yol açmak. O yolu kolaylıkla oldurmayı beklemek değil, olması için gerektiğinde ödün verebilmek.

Artık sınırların kalktığı bir dünya olduğundan bahsetsek de,  bugün dünyadaki ekonomik koşullar gereği o sınırlar biraz daha katı. Eskisi kadar esnek ve görünmez olmaması, aşılamayacağı anlamına gelmiyor. Çünkü sınırları aşmak demek her zaman fiziken bir sınır geçmek demek değil.

Eğer zihinsel sınırları aşabilirsek, eğitimin bir ucundan hala tutabilir ve çok farklı kapılar açabiliriz.

Bugün yapay zekanın bunca ilerlediği bir dönemde, eskisi gibi tek tek ve günlerce program aramak da yok üstelik. Sadece biraz kendi sınırlarımızı esnetmek, istediklerimize sahip çıkmak, umutsuzluktan yine de bir umut yaratabileceğimizi anımsamak lazım.

Unutmayın, bütün iz bırakmış isimler, dünyanın sınırlarını sorgulayıp suçlayanlar değil, en önce kendi sınırlarını aşabilenlerdir.

 


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)