adscode
adscode

MUSTAFA KEMAL

Türkiye’den 10 bin kilometre uzakta New York yakınlarındaki Elmira şehrinde yaşayan 10 yaşındaki Amerikalı bir çocuk, cumhuriyetin ilanından bir gün önce Mustafa Kemal’e mektup yazdı.

damlaaktan@gmail.com




“Gazi Mustafa Kemal Paşa, Angora, Türkiye…

Sayın efendim, ben 10 yaşında Amerikalı bir çocuğum, Türkiye ve yeni hükümetine büyük ilgi duyuyorum. Siz ve Bayan Kemal hakkında röportajlar okudum. Türkiye hakkında bir defterim var. Şimdiden siz ve Bayan Kemal hakkında birçok yazı ve resim topladım. Lütfen bir Amerikalı çocuğa küçük bir not ve imzalı fotoğrafınızı gönderin. Bir gün Türkiye’yi görebileceğimi umut ediyorum. Saygılarımla, Curtis La France”

Bu mektup 27 Kasım’da Ankara’ya ulaştı. Yani bugün Çocuk Hakları Günü olarak kutladığımız 20 Kasım’dan 7 gün sonra… Mustafa Kemal okudu, cevap yazdı:

“Mister Curtis La France’a, Ankara…

Mektubunuzu aldım. Türk vatanı hakkındaki alakanıza teşekkür ederim. Arzunuz dolayısıyla bir adet fotoğrafımı ilişikte gönderiyorum. Amerika’nın zeki ve çalışkan çocuklarına yegane tavsiyem, Türkler hakkında her işittiklerine gerçek gözüyle bakmayıp, kanaatlerini mutlaka hakkıyla anlayıp araştırmaya dayandırmaya bilhassa önem vermeleridir. Hayatta başarı ve saadet (yani mutluluk) dilerim. Türkiye Reisicumhuru Gazi Mustafa Kemal.”

Bu öyle bir dönemdi ki, okul yaşı gelen her dört çocuğumuzdan yalnızca biri okula gidebiliyordu. Toplam 4bin894 ilkokul, sadece 72 ortaokul, sadece 23 lise vardı.

Atatürk’ün hiç öz çocuğu olmamasına ragmen, tam 8 tane manevi çocuğu vardı.

Sabiha Gökçen

Afet İnan

Abdürrahim

Rukiye

Nebile

Mustafa

Zehra.

Sabiha Gökçen annesini babasını kaybetmişti, ağabeyleri ve ablalarıyla yaşıyordu. 1925’te Mustafa Kemal’in karşısına dikildi ve okumak istediğini söyledi. Dünyanın ilk kadın savaş pilotu oldu.

Afet ilkokul öğretmeniydi. Yüksekokula gitmek istediğini Mustafa Kemal’e söyledi, İsviçre’ye Lozan’a gönderildi. Profesör oldu.

Çocuk Ülkü’yü 9 aylıkken evlat edindi. Ülkü, Mustafa Kemal’e “Atatürkçüğüm” derdi.

Abdürrahim 3 yaşındaydı. Osmanlı Rus savaşından sonra Kafkas cephesinde çok sayıda öksüz yetim kalan çocuktan biriydi. Mustafa Kemal Samsun’a gitmek üzere Şişli’deki evden ayrılırken oradaydı ve arkasından su döktü. “Ben anamı da bilmem, babamı da bilmem. Kendimi bildiğimde annem olarak kabul ettiğim Zübeyde hanımı, halam Makbule hanımı, bir de Paşamızı tanıdım Benim ailem bu aileydi.Ben kendimi hep bu ailenin çocuğu olarak kabul ettim, hep öyle kaldım. Gerçek annemi babamı çok araştırdık, kesin olarak öğrenemedik. Kesin olarak bildiğim, üç yaşındayken Mustafa Kemal Paşa’nın evinde olduğumdur. Atatürk’ü büyüten anne tarafından büyütülmek sahip olableceğim servetin en büyüğüdür” diyordu.

Rukiye dokuz yaşındaydı. Babası Kurtuluş Savaşı’na katılmıştı. Ana karargahta emireriydi. Cumhuriyet ilan edildikten sonra Mustafa Kemal’e gitti, yardım istedi. “Üç kızım var, okutamıyorum, en küçüğüne sen sahip çık” dedi. Rukiye ilkokulu Ankara’da okudu, liseyi ise Fransa’da bitirdi.

Nebile 17 yaşındaydı, yetimdi, Çapa Öğretmen Okulu’nda öğrenciydi. Büyük bir medeni cesaretle Dolmabahçe Sarayı’na geldi, hizmetçilik dahil her ne görev verilirse verilsin Mustafa Kemal’in emrinde çalışmak istediğini söyledi. Ankara Palas’ta gerçekleşen düğününde Mustafa Kemal’le dans etti ve dergilere kapak olan o meşhur dans fotoğrafı işte bu düğünde çekildi.

Mustafa çobandı. Okuma yazma bilmiyordu. 11 yaşında tesadüfen Mustafa Kemal’le tanıştı. 1929 yılında Yalova çiftliğinde karşılaştılar. Üstü başı yırtık, gariban haldeydi. Atatürk sohbet ederken “Seninle adaşız” diye harçlık vermek istedi. Almak istemedi. Atatürk ısrar edince cebindeki cevizleri çıkartıp ona uzatarak “Bunları alırsan olur” diye cevap verdi. Bunun üzerine Atatürk “Beni ailenle tanıştır” dedi. Ailesinden izin aldı, tutu elinden İstanbul’a götürdü. Kara Harp Okulu’nu bitirdi.

Ve Zehra…

Kimsesizdi. 4 yaşındaydı. Atatürk’ün ilk manevi kızıydı. İlkokulu Ankara’da tamamladı, liseyi Amerikan Kız Koleji’nde okudu, İngiltere’ye gönderildi. Hüzünlü bir öyküsü vardı.

İşte Yılmaz Özdil’in kaleme aldığı Mustafa Kemal kitabı, bu ve bunlar gibi daha pek çok özel, güzel bilgiye sahip. Hiç bilmediğimiz yanlarıyla, kocaman kalbiyle, öngörülü liderliğiyle, babacan tavrıyla bizim liderimizin öyküsü o.

Okuyun, paylaşın, çoğalalım.

Yaşadığımız ülkeyi kuran bu güzel adamı, Mustafa Kemal ATATÜRK’ü yaşatıp çoğaltalım…

Her birimiz.

 


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

Etiketler :
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)
Yazarın Diğer Yazıları
Güle güle Mario Levi…
Milyonluk haber: 9.05