adscode
adscode

ÖĞRENMEK YA DA ÖĞRENMEMEK, İŞTE BÜTÜN MESELE!

“Bütün çocuklar sanatçı olarak doğar. Problem, büyüdüğümüzde de sanatçı kalabilmekte…”

damlaaktan@gmail.com




Terapist odadan çıkarken radyonun sesini açar, ve küçük kıza annesiyle kendini odada beklemesini, annesiyle biraz konuşacaklarını söyler. Odadan çıktıktan sonra kızı gözlemlemeye başlayan doktor, annesine döner ve şöyle der:

-“Hanımefendi, o hasta değil, o bir dansçı. Onu dans okuluna götürün.”

-----

Dünyanın en ünlü müzikallerinden Cats ve Phantom of the Opera’nın yaratıcılıarından Gillian Lyne’nin öğretmenleri tarafından “öğrenme bozukluğu var!” damgasıyla terapiste yönlendirildiğini, ve yıllar sonra Royal Ballet’nin en iyi dansçılarından olduğunu biliyor muydunuz? Ben bilmiyordum…

İşte aşağıda izleyeceğiniz video, bize öğretilenlere, dışardan yapılan yargılara ve okulun insan yaratıcılığına bazen nasıl set koyabildiğine ilişkin çok güzel bir ders veriyor.

Bu yazının sonunda paylaştığım video, duyduğum en güzel hikayelerden biriyle başlar:

Küçük bir kız arka sırada resim çizmektedir. Öğretmen yanına yanaşır ve ne çizdiğini sorar:
-“Tanrı’nın resmini çiziyorum” der küçük kız.

Öğretmen şaşırır ve şöyle der:
-“Hiçkimse Tanrı’nın nasıl göründüğünü bilmez ki…”

Küçük kız ise cevap verir:
-“Problem değil, birazdan öğrenicekler…”
----
Kaçımız hala bu küçük kız kadar cesur, bu kadar kendinden emin?
Kaç yaşında başlarız öğrenmeye? Doğduğumuz andan itibaren, dış dünyanın gerçekliğinde birşeyleri algılamaya, öğrenmeye başlarız. Acıkmayı, susamayı, uyuma zamanını, konuşmayı, kelimeleri, sesleri, ve daha pek çok şeyi zihnimize işlerler nakış misali.
Ama tüm bunlar değil esas mesele, esas mesele, eğitim sistemi…

Tüm küçük çocukların içinde var olan yaratıcı gücü, sistematik bir zincirle ve öğreti kalıplarıyla nasıl kırdığımız, bloke ettiğimiz.

Okuma ve yazmayı öğrendikten sonra, lise sona, yani yüksek öğrenime adım attığımız güne kadar ne kadar çok 25 yaş sonrası hatırlamayacağımız bilgi empoze edilir zihnimize. Yabancı dil öğrenmekten, ya da matematik veya edebiyattan bahsetmiyorum. Bunların içerisinde bizlere empoze edilen ve çoğu gerçek hayatta hiçbir işimize yaramayacak detaylardan bahsediyorum.

Kurması uzun yıllar alan sistemler, insanın yaratıcılığı hiç düşünülmeden, oluşturuluyor-geliştiriliyor. Bir sistemi yıkıp diğerini başlatmak zorlu süreçler olduğundan, elimizdekiyle yıllar geçiriyoruz. Ya da, son zamanlarda olduğu gibi, bir gecede eğitim sistemimiz değişiyor.

İşin acı tarafı, tüm bunlar olurken, bireyler değil, sistem hedef alınıyor. Yani, insanın nasıl geliştiği, neye ihtiyacı olduğu değil, sistemin nasıl geliştiğine bakıp gözlemleyerek doğru ve yanlışları belirliyoruz. O doğru ve yanlışlara göre düzeltmeler yapıyor, müfredat belirliyoruz. Bu arada ise kaybolan, çocuklar ve yaratıcılııkları oluyor.

Mesela, sözel zekası çok güçlü bir çocuk okuduğu okulun sisteminden ya da ailesinin tercihlerinden ötürü sayısalcı olmuş çıkmış, ya da sayısal zekası çok yüksek biri edebiyat sayfalarının arasında kendini arıyor. Ve pek doğal olarak bulamıyor ruhunu satır aralarında…

Oysa…Başka bir eğitim mümkün… Daha özgür, insanların yaratıcılıklarına daha fazla zaman ve mekan tanıyan, bu dünyada en önemli şey olan, kendi kendini bulma sanatını öğrencilerin icra edebileceği bir eğitim sistemi kurmak imkansız değil…. Nasıl olur demeyin…

Başka Bir Okul Mümkün… İşte böyle bir başka eğitim sistemi, böyle başka bir okul yaratmak için çalışmalar yine güzel ülkemin insanları tarafından başlatılmış bile…

Çocuk Hakları Sözleşme'sinde belirlenen hakları hayata geçiren, çocukların kendilerini gerçekleştirmelerini sağlayan, katılımcı demokrasiyle yönetilen, ekolojik dengeye saygılı ve ticari kar amacı gütmeyen okullar kurmak ve bu eğitim anlayışını yaygınlaştırmak vizyonu ile yolan çıkan Başka Bir Okul Mümkün Derneği (http://www.baskabirokulmumkun.net/) bu alanda yapılan yeniliklere en güzel örneklerden biri aslında…

Eşitlik, toplumsal adalet, özgürlük (düşünce, ifade, hareket, seçim), dayanışma, çoğulculuk, toplumsal duyarlılık, şiddet karşıtlığı (fiziksel, sosyal, psikolojik), ayrımcılık karşıtlığı, ekolojik düşünce, yaratıcılık, üretkenlik, dürüstlük, öz denetimcilik, eleştirellik, farkındalık ve empati ilkelerine dayanarak kurulan Başka Bir Okul Mümkün Derneği 2009-2010 yılından bu yana uygulamaya konulmuştur.

Türkiye'deki mevcut eğitim sisteminin gelişime açık yönlerini tespit etmek, sorunlara çözüm önermek ve sistemli çalışma ile araştırmalara dayanan alternatif bir okul modeli oluşturmak üzere çalışmalara başlamış olan dernek bugün 200'ün üzerinde aktif çalışan gönüllüsü ve 3000'e yakın takipçisi ile çalışmalarına devam ediyor.

Bu tabiki kolay bir iş değil. Ama İMKANSIZ DEĞİL. Bu hayatta herşeyi, hatta Türkçe konuşmayı bile, öğrendiğimizi düşünecek olursak, insan zihni herşeyi öğrenmeye açıktır.

Belki de, mevcut eğitim sistemimizin en büyük eksiği, çocuklara, kendi sahip oldukları değerleri öğretmeyi, güvenmeyi, hissetmeyi, nereden geldiğini ve sahip olduğu yetenekleri hatırlamaları için fırsat, ve oldukları insan olabilmeleri için cesaret vermeyi içermemesidir. Onları, sistemde bizim yarattığımız mevcut bilgileri öğrenmeye itiyoruz, kendi içlerinde saklı hazineleri ise yok saymayı öğreniyorlar böylece maalesef.

Bu sebeple, bir diğerinden beslenerek büyümeyi ve bu dünyayı büyütmeyi değil, rekabeti öğrenerek büyüyor çocuklar. Belki de bu nedenle, gülümsemenin ve diyalog kurmanın her kapıyı nasıl açabileceğini değil, paranın ne kadar güçlü olduğunu öğreniyor. Belki de bu yüzden, başkalarından çok kendini düşünmeyi yani bencilliği ve fırsat kollamayı öğreniyor. Ve bu yüzden sistemin içinde kendi olamayan ve bu dünyayı daha iyi bir yer haline getiremeyen çocuklar olarak büyüyor bazıları…

Oysa… Başka bir okul mümkün… Başka bir eğitim sistemi mümkün… Başka yaratıcılıklar, ve mucizeler mümkün bu hayatta…. Çünkü bütün çocuklar sanatçı olarak doğar. Problem, büyüdüğümüzde de sanatçı kalabilmekte…

------

Öğrendiklerinizi yaşatırken, cesaretinizi, inancınızı ve değerlerinizi hiç kaybetmemeniz, ve bu hayatı yaşarken, ruhunuzdaki gerçek kimliği öğrenebilmeniz dileğiyle…
İyi seyirler…







 

Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)
Yazarın Diğer Yazıları
Güle güle Mario Levi…
Milyonluk haber: 9.05