adscode
adscode

YURTDIŞI EĞİTİMİNDE SENİ NELER BEKLİYOR?

damlaaktan@gmail.com




“Sınırları sevmiyorum, özgür olmak istiyorum!”.

Bu cümleyi sık kuranlardansanız, sizin de en azından bir kez yurtdışına çıkıp, başka bir kültürü, eğitimi, hayatı tanımaya ihtiyacınız var demektir.

Bu süreç, kesinlikle bugün aldığınız eğitimi bir üst seviyeye taşıyabileceğiniz,  kendi ufuk çizgilerinizi geliştireceğiniz en güzel, bir o kadar da keyifli süreçlerden bir tanesi. Ancak bu sürecin keyifli tarafları olduğu kadar zorlukları da var. Vize, kalacak yer ayarlama gibi yolculuk öncesi “başa çıkılması gerekenler”i bir kenara ayırırsak, bambaşka bir kültürü tanımaktan tutun, yediğiniz yemeğe, ulaşmaya çalıştığınız noktaya nasıl ve neyle gideceğinize, orada karşılaşacağınız bireysel yaşamlara kadar sizi zorlayabilecek pek çok nokta var.

Ama işte tam da bu noktalar sizi aynı zamanda geliştirecek ve özgür kılacak noktalar.

Yurtdışında lisans, yüksek lisans ya da doktora yapanlardan aldığım bilgiler, bu süreçte en önemli sorunun ya da kendilerini en çok zorlayan şeyin “yalnızlıkla başa çıkma” duygusu olduğunu söylüyorlar. Yurtdışı, ister Avrupa ister Amerika olsun, size doğası, tarihi güzellikleri, gelişmiş modern bina ve hizmetleri ile rengarenk bir yaşamın kapılarını açarken, aynı zamanda belki de ilk kez Türk kültüründen çok farklı bir kavramı, “BİREYSEL YAŞAM”ın ne demek olduğunu gerçekten tanıtıyor. Hem Avrupa hem Amerika’da yaşam daha çok bireysel… Bu ne demek? Türkiye’deki komşuluk ilişkilerinin çok daha az olması, dışarıda birlikte içilen bir iki kahveden öteye sıklıkla geçmemesi demektir. Bu yabancılara yardımcı olunmadığı anlamına gelmez, ancak sadece yardım edilir, yol gösterilir. Gerisi kişinin kendi başa çıkma mücadelesidir…

Kalacak yer bulma konusu hemen hemen her ülkede farklılık gösterir. Kendi kuralları, kendi sistemleri olan ülkelerde genellikle uzun süreli yerleşmediğiniz zaman kiralamak için ev bulmak daha zor oluyor. Bunun için belli aracı şirketler olsa da, en az 1 yıl orada kalacak olmanızı bekliyorlar ki, bu da ERASMUS Değişim Programı gibi kısa süreli programlarla yurtdışına çıkanlar için sıkıntılı olabiliyor. Bu durumda gideceğiniz eğitim kurumunun kendi yurdunun veya anlaşmalı olduğu yurtların olması öğrenciler için avantaj sağlayan faktörlerden. Uzun süreli kaldığınız ülkelerde, oturma izni, elektrik, telefon vb. sistemler çok farklı işlediğinden, bunları öğrenmek için bilen birinden yardım almanız her zaman işinizi kolaylaştıracaktır.

Vize ve konaklamayı hallettikten sonra, sıra geliyor bambaşka bir kültürde yiyecek bulmaya. Alıştığınız zeytinyağlıların tadı, çok sık karşınıza çıkmayabilir. Örneğin yurtdışında eğitim alanların en sık kurduğu cümle, “ilk gittiğim zaman tek bildiğim Mc Donalds ya da Burger Kingdi!” oluyor. Bunu aşmak içinse oranın yerli yemeklerini tatmanız, kendi damak lezzetinize uygun olabilecekleri bir listeye koymanız, ve yavaş yavaş kendi yemeğinizi pişirebilmeye başlamak için ordaki marketleri keşfe çıkmanız oluyor.

Bir diğer etken de, ulaşım. Avrupa’da metro ve otobüsler sıklıkla pek çok yere ulaşımı kolaylıkla sağlıyor. Ancak Amerika bu konuda oldukça sıkıntılı ülkelerden biri.  Ehliyetinizi yeniden almanız, ve bir araba sahibi olmanız bile gerekebilir bazı durumlarda. Ki bu da, sizin için ayrıca bir süreç demek…

ERASMUS Değişim Programı gibi bir Avrupa Birliği Değişim programıyla yurtdışına çıkıyorsanız, aldığınız derslerin sıklıkla İngilizce olmasına dikkat etmek lazım. Hiç bilmediği bir dilde ders almak zorunda kalan öğrenciler bunun sıkıntısını hem eğitim aldıkları süreçte, hem de döndükten sonra eğitim süreleri uzadığında çekebiliyor. Bu sebeple, ERASMUS’la yurdtışına gidiyorsanız mutlaka ama mutlaka ders denkliklerinize özen gösterin gitmeden…

Yüksek lisans veya doktora gibi uzun süreli yurtdışında bulunacağınız bir eğitimle gidiyorsanız, o zaman sıkıntı sadece yaşamınızı bir düzene sokana dek… Sonrasında gezip, görüp, keşfetmek kalıyor…

Peki tüm bunları yaptığınızda, siz kim olursunuz?

Bambaşka, özgür, kendi ayakları üzerinde duran, farklı hayatlara farklı açılardan bakabilen, yalnız kalabilme ve devam edebilme gücüne sahip olduğunu fark eden bireyler olmuş olursunuz… Aldığınız temel eğitimi farklı bakış açılarıyla geniletebilen, yarının yöneticileri için birer ön koşul haline gelecek pek çok kritere sahip olmaya erken yaşta başlamayı bilecek kadar cesur ve üretken bireyler olmuş olacaksınız.

Tüm bu süreçleri tek başınıza yürütebileceğiniz gibi, genellikle yurtdışına gitmeye ve hayata başka bir açıdan da bakmaya cesaret ettiğiniz noktadan itibaren, bir yurtdışı eğitim danışmanlığı firmasından da, ilgi alanınıza göre bir eğitim alanı ve Üniversite bulmak için yardım alabilirsiniz. Bugün pek çok ulusal/uluslararası firma yurtdışı eğitim danışmanlığı hizmeti veriyor. Bunlardan bir tanesi de Kampus Abroad Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı (http://www.kampusabroad.com/)

1988 yılında, lise değişim programı ile hizmet vermeye başlayan firma, bugün dil okulu, yaz okulu, yüksek lisans ve sertifika programı gibi konularda da kendileriyle iletişim kuran adaylara hizmet veriyor.

Einstein derki :

“ Her zorluğun içinde bir fırsat yatar.”

Kendi özgürlük ve gelişim fırsatını yakalamaya hazırsan, zorluklar senin için hiçbir şey ifade etmeyecektir…

O zaman bol şans!
 

Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)
Yazarın Diğer Yazıları
Güle güle Mario Levi…
Milyonluk haber: 9.05