Şu bir gerçek ki her sınavda başarı da başarısızlık da olacaktır ve bu dünyanın sonu değildir.
Gelelim sorulara :MEB soruları kazanımlarla örtüşen ve ve örnek sorulara da
paralel hazırlamış . Bu noktada bir yanılma olmadı . Dolayısıyla yüksek puanlı
sonuçlar gelecektir ve muhtemelen epey Türkiye birincisi çıkacaktır.
Sorular çok mu zordu veya çok mu kolaydı ? Hayır, sorular okuduğunu
anlayabilen , düşünüp yorum yapabilen ve sınava iyi hazırlanan her öğrencinin
yapabileceği düzeydeydi . MEB her ay örnek soruları düzenli olarak yayımladı ve
beraberinde de benzerlerini sordu.Müfredat dışı bir şey yoktu.Eğitimciler ve
yayıncılar bir önceki yıla bakarak zor bir sınav beklentisine girmişti. ( Ki bir
önceki yıl sınav soruları çok zor değildi ama sistem değişikliğinden kaynaklı
net olmayan hususlar vardı. Elde veri yoktu , örnek soru yoktu ve gençler “
çalakalem “ bir şekilde sınava hazırlandılar. Bu noktada öğretmenlerinin
öngörüsüyle iyi hazırlananlar veya doğru hazırlanabilenler yine başarılı oldu
fakat aynı zamanda da eleyici bir sınav oldu . Tekrar belirtmek isterim ki bu
eleyicilik soruların zorluğundan değil belirsizlikten kaynaklı bir
eleyicilikti . ) Bu yüzden bu yıl çok zor deneme sınavları hazırlandı , ALES
‘ten kırpılma sorularla öğrenciler iliklerine kadar zorlandı. Yayıncılar “ yeni
nesil sorular “ diyerek tam saha çalıştılar , gündelik hayatı içine alan on
binlerce fen , matematik sorusu hazırlandı.Türkçe öğretmenleri okuma ve
yorumlamayı öncelediler . Inkılap tarihi ve din öğretmenleri kazanımları altüst
ettiler. Elimizde kılavuz niteliğinde örnek sorular olunca da doğal olarak bu
yıl başarı daha yüksek olacak . Bu bir yıl önceki soruların zor bu yılki
soruların kolay olmasından kaynaklı değil . Sadece elde veri olması , verilerin
doğru değerlendirilmesi ve doğru kullanımından kaynaklı bir başarıdır. Metne
bağlı çoklu sorular gelmedi zaten örnek sorularda da yoktu . Tüm derslerde okuma
, anlama ve yorumlama ön plana çıktı ve bu düzlemde de devam edecek gibi
görünüyor. Sınav çocuklarımızın , öğrencilerimizin hayatında var ve olmaya
da devam edecek. Bir milyondan fazla çocuğun sınava girdiği bir sistemden
bahsediyoruz . Önümüzdeki yıl muhtemelen 6, 7 yaş kayıt grubundan kaynaklı bu
sayı daha da artacaktır. Sonuçta bu sistemde yaşıyoruz. Çokça şikayet etmektense
çocuklarımızın daha iyi yetişmesi daha çok okuması yönünde gayret etmek
zorundayız. Ayrıca uzun zamandır var olan ama bir türlü uygulamaya konulamayan
sanatsal ve sportif faaliyetlerin değerlendirilmesinin okul sistemine işlenmiş
olmaya başlaması da ciddi anlamda sevindirici bir gelişmedir.
