adscode
adscode

Zorbalığa hayır

Zorbalık, bugün eğitimimizin acı bir gerçeğidir. Yapılan akran arabuluculuğu projeleri, çalışmalar kağıt üstü çalışması olmaktan çıkarılmalı, uygulamada hayat bulmalı, somut verileri paylaşılmalıdır.

gurbetduymus@gmail.com




“Okullarda arkadaşlık sevgi, saygı, bağının güçlü olması hem  okul ortamının öğrenci için cazip olmasını sağlamakta hem de başarıyı arttırıcı önemli etkenlerin başında gelmektedir. Okulunu seven , arkadaşları ile  mutlu,  çocuklar , gençler okula keyifle gidecek ;okulda başarılı olmak arkadaşlarıyla beraber  ve  güzel işler ortaya koymak için can atacaklardır.

Son dönemlerde çocukların okula gitmek istemediklerini korkunç açlık krizleri geçirip hiç doymadıklarını ya da  hiçbir şey yemeyip aç gezdiklerini yahut sık sık hastalanıp velilerini aratıp okuldan eve gelme isteklerini duyar, gözlemler olduk. Ebeveynler çocuklarını  doktora götürdüklerinde çoğu zaman çocuğun bir rahatsızlığı olmadığı görülmektedir. Çocuklarla konuşulduğunda önce açılmayan çocuklar daha sonra bu durumla ilgili ip uçları vermektedir.

Sonuç:”Okulların epeydir gündemde olan salgın hastalığı:   AKRAN ZORBALIĞI 

Akran zorbalığı genellikle  öğretmenlerin ve okul idaresinin gözü önünde gerçekleşmemektedir.

Gözden uzakta, çocuklar birbirine sözlü şiddet, fiziksel şiddet uygulayabilmekte ; bu durum anlık bir sorun olmaktan çıkıp şiddet sarmalına dönebilmektedir.

Belli gruplarda ekonomik açıdan sosyal statü bakımından üst kimliği olduğunu düşünen , sporculuğu   veya  farklı kimlikleriyle popüler olan çocuklar; bireysel olarak ya da  etrafına topladığı arkadaş grubuyla çocuk veya çocuklara zorbalık uygulayabilmektedir.

Zorbalık çocukların fiziksel özellikleriyle alay etme, hareketlerini taklit etme, ders anında motivasyonunu bozma , sınıfta veya okulda dışlanma davranışına maruz bırakma,  kör alanlarda  fiziksel şiddet uygulama şeklinde gerçekleşebilmektedir.

Dışlanan, zorbalığa maruz kalan çocuk her seferinde bir bahaneyle okula gitmek istememekte veya dışlanan çocuk ,  baskıdan dolayı duygusal boşluk yaşamakta ;bu duygusal boşluk aşırı yeme  ya da  yememe,  ağır depresyon, odasına kapanma, ani ağlama krizleri,  anlık ve gereksiz tepkiler şeklinde bireyde gün yüzüne çıkmaktadır. Aileler bu durumu  öğrendiklerinde bazen kontrolsüz tepki verebilmekte, okula gitme veya şiddet uygulayan  çocuklara görünme , tehdit etme şeklinde  davranışlara girebilmektedir. Çocuğuna “Dayak yeme, seni döveni iyice  döv, sıkıştır.” şeklinde  tembihte bulunabilmekte bu da problemin iyice büyümesine neden olmaktadır.

Aile çocuğun kendini ezdirmemesini söylemeli,kendisini rahatsız edenlere cevabını vermesini, öğretmenleri, rehberlik servisini ve okul idaresini haberdar etmesini istemeli. Eğer sorun çözümlenmiyorsa  aile sınıf rehber öğretmeni , rehberlik servisi  ve  idareyle  diyaloğa  girmeli. Zorbalık uygulayan çocuk veya çocukların ailesi bilgilendirilmeli, önlem almaları istenmelidir.

Önlemler çözümsüz  kalıyorsa sonuç alınamıyorsa zorbalık uygulayan  bireylere psikolojik destek verilmeli, okuldan  uzaklaştırma dahil yaptırım uygulanmalı, gerekirse yasal yollara başvurulmalıdır.

Fiziksel, ekonomik, sosyal açıdan üstün olduğunu sanan  veya kabalık, küfürbazlık, ürkütücülük yönüyle ön plana çıkan  zorba çocuklara,;öğretmenler, okul ve aileler pirim vermemelidir.

Okullarda artan şiddet vakaları bu zorbalıkların sonucudur. Özel veya devlet okulları fark etmeksizin hemen her okulda ciddi arkan zorbalığı vakaları yaşanmaktadır. Zorbalığa uğrayan bireylerde ağır travmatik hasarlar  oluşabilmektedir.

Sonuçta her birey değerli ve özeldir. Her aile kendi çocuğunu önemseyip diğer  çocukları ötelerse  ve çocuğunun akranlarına uyguladığı zorbalıklara göz yumarsa aynı zorbalığı yaşadığı  süreçte de  yakınmaya hakkı yoktur. Başkasının yaşam hakkına, sosyal özgürlük, arkadaşlık, dostluk, eğitim alma hakkına saygı duymazsa  aynı haksızlığı yaşadığında da ses çıkaramaz; çıkarma hakkı  yoktur.

Aileler aklıselim hareket etmek durumundadır. İletişim kanalları açık tutulmalı, çocukların davranışları kontrol edilmeli, kontrollü bir şekilde önce sorun azaltılmalı, sonra sonlandırılmaya dönük çözümler uygulanmalıdır.

Okullarda zorbalığın bir diğer boyutu kantin sırasında alt yaş grubunun sırasını alma, bazen parasını alma, ortak kullanım alanı olan tuvaletlerde rahatsız etme, tuvaletin kapısını açma, ıslatma şeklinde tezahür ederken, toplanma sırasında da lakaplarla hakaret etme ,fiziksel özelliklerine  vurgu yapan hakaretler kullanma ya da  yalnız bırakma, dışlanma tehdidiyle her istenileni yaptırma, şeklinde de meydana gelebilmektedir.Yine internet üzerinden siber zorbalık, kişinin haberi olmadan çekilen fotoğraflarını paylaşma ,onun kişiliğiyle ilgili hakaretler yazma, özelden rahatsız edici yazılarla hakaretlerde ve tehditlerde  bulunma  zorbalığın diğer bir formudur.

Zorbalık, bugün  eğitimimizin  acı bir gerçeğidir. Yapılan akran ara buluculuğu  projeleri, çalışmalar  kağıt üstü çalışması olmaktan çıkarılmalı, uygulamada hayat bulmalı, somut verileri  paylaşılmalıdır. Her okulun bu konudaki somut verileri incelenmeli, zorba profiller, tavırları ve çözüm önerileri üzerine çalışma yapılmalı. Öğretmenlerin yaptırım uygulama, rol alma noktasında uğrayabileceği olumsuzluklar resmi bir çerçeveyle  bertaraf  edilmelidir.

Maalesef ki zorbalık yapanlar da uygulayanlar da bizim çocuklarımız, fertleri kaybetmek istemiyoruz ama sürekli zorbalık eğiliminde olanlara da birçok çocuğu feda edemeyiz, her türlü yöntem çözüm yolu, psikolojik destek ve diğer uygulamalar yapıldıktan sonra ıslah olmayan zorbalar okullarından uzaklaştırılmalıdır. Her çocuk değerlidir ama kimsenin,  kimsenin  hayatını mahvetme hakkı da yoktur.

Bugün zorbasınız. Yarın da  zorbalığa uğrayan olabilirsiniz! O halde güçlü bir sesle :“EĞİTİMDE VE HAYATIN HER ALANINDA ZORBALIĞA HAYIR!”  diyoruz.

   


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)