adscode
adscode

100 yıl sonrasını planlamak

Başlığı gören, “Ne diyorsun sen ya!” diye kesin bana gülecektir.

100 yıl sonrasını planlamak
Milliyet Diyalog
Devamında da, “Biz yarını, göremiyoruz, sen 100 yıl sonrayı soruyorsun” diye sıralayacaktır!
Ben, aslında bu konuda çok daha insaflıyım, 10 yılın üzerine çıkmıyorum.
Çünkü günümüzde, 10 yıllık gelişme hızı, son bin yıla baktığımızda, 100 yıllık gelişmeye eşit, hatta daha fazla.
Yani eskiden üç beş yüz yılda bir çağ değişirken, şimdi neredeyse her 10 yılda bir yeni çağdan söz ediliyor.
Bilgi Çağı, Bilişim Çağı, İnovasyon Çağı derken şimdi Yapay Zekâ Çağı’ndan söz ediliyor.
Yani, nereden baksanız, son 20 yıla 4 çağ sığdırdık!..


ABD, Japonya

Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde tüm liderler ve adaylar gençleri keşfetti.
Hepsinin gençlere, eğitime ve geleceğe yönelik çok önemli söylemleri var.
İşte onlardan biri de CHP lideri Kılıçdaroğlu’ydu.
Bakın neler diyor:
“İnsani Gelişme Stratejileri ve Bilgi Politikaları Kurumu’nu kurmak zorundayız.
Bu kurum ne yapacak?
Türkiye’nin 50 yılını, 100 yılını planlayacak.
Gidin Amerika’ya, Japonya’ya...
Biri Doğu’dan, biri Batı’dan örnek verdim.
Japonya’da 50 yıl sonra, 100 yıl sonra ne yapılacağı planlanır.
Amerika’da 50 yıl sonra, 100 yıl sonra ne yapılacağı planlanır.
Biz yarın sabah ne olacak bilmiyoruz.
Bizim vatandaş olarak da oturup düşünmeye ihtiyacımız var.
Günlük telaşın dışında, günlük kavganın dışında, çocuklarımızı, bayrağımızı, vatanımızı düşünerek geleceği planlamamız lazım. 
Eğer bunu yapabilirsek, taşlar yerine oturur.
Bunu yapabilirsek, Türkiye bölgesinde kalkınır, dünyada da kalkınır.
Bir ülkenin geleceğini belirleyen temel kurum eğitimdir.
Bir ülkeyi geri bıraktırmak istiyorsanız, işgal etmenize falan hiç gerek yok, eğitim sistemini bozun, o ülke batar.
16 yılın sonunda hangi noktaya geldik?
16 yılın sonunda geldiğimiz nokta şudur:
Bizim çocuklarımızın yüzde 90’ı niteliksiz okullara gidiyor.”

Peki, ama nasıl?

Eleştirmek, en kolayı!
Zor olan, eleştirdiklerinizi, nasıl düzelteceğinizdir!.
İşte bu noktada, muhalefet partilerine ve cumhurbaşkanı adaylarına düşen görev, eğitime, gençliğe ve geleceğe yönelik, negatif gelişmeleri nasıl pozitife çevireceklerini anlatmaktır.
Eğer, buna inandırırlarsa, iktidarın işi zor!
Niye zor?
Çünkü hemen her konuda olduğu gibi, bu konuda da “Madem bütün bunları yapacaktınız, 16 yıldır neden yapmadınız?” sorusuyla karşılaşacaklardır.
Son 16 yılda göreve gelen 6 Eğitim bakanından 4’ü siyasetten silindi. Son ikisinin de başarılı olduklarını söylemek çok zor! 
Oysa aynı dönemde göreve gelen pek çok bakan hâlâ iş başında. Örneğin Mehmet Şimşek, örneğin Recep Akdağ, örneğin Veysel Eroğlu!.. 
İşte bu noktada, iktidarıyla, muhalefetiyle, dünü dünde bırakıp, geleceğe odaklanmamız gerekiyor.
Yani bir anlamda, gençleri iyi tanıyan, geleceği iyi okuyan ve ona göre vizyoner bir yol haritası çizenler, sandığın galibi olacaktır!..

Gençler ne istiyor?

Gençleri yakalayan, kesinlikle anne babaları da yakalayacaktır!
Çünkü onlar için evlatlarından daha değerli bir şey yok!
Peki, gençler ne istiyor, onları yakalamak için ne yapmak gerekir?
Onların güvenini kazanmak için samimi olmak yeter de artar!
Ne istediklerine gelince, çok da abartılı şeyler değil, işte önemli birkaç satır başı:

- İyi bir eğitim
- Yurt ve burs
- İyi bir iş
- İyi bir gelecek
- Güven, samimiyet, inandırıcılık ve saygı

Yazının devamı için tıklayınız !

Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)