1915 Olaylarının Bedelini Emperyal Güçler Ödemelidir

Sözde Ermeni soykırımı iddialarının öncelikle tarihçiler tarafından, arşiv belgeleriyle değerlendirilmesi ve tartışılması gerektiği açıktır. Ancak yıllardır konu tarihsel bir tartışma alanından özellikle çıkartılarak ülkemiz ABD, Rusya ve Avrupa Devletleri tarafından siyasi bir kabule zorlanmaktadır. 2015 yılında, Ermenilere yönelik tehcirin 100.yılında da durum değişmemiş gözükmektedir.

Türk halkı tarihi gerçeklerle yüzleşmekten hiçbir şekilde korkmamaktadır. Halkımızın bu samimi iradesi nedeniyle ortaya atılan iddialarla ilgili olarak Türkiye Cumhuriyeti, muhataplarına defalarca konuyla ilgili uluslararası meşruiyete sahip tarafsız bir tarih komisyonu kurulması isteğini iletmiş ve tüm dünyaya Türkiye Cumhuriyeti'nin bu komisyonun ulaşacağı bilimsel gerçekleri kabul edeceğini ilan etmiştir. Ne var ki bu ısrarlı istek her defasında muhatapları tarafından reddedilmiştir.

Gerçek şu ki, ulusumuzun bütün farklı yapılarla kendi içinde barışık birlikte yaşama yeteneği, emperyalist ülkelerin kışkırtma politikaları ile zaafa uğratılmıştır. Etnik temelli isyanların dünyanın o dönemdeki efendileri tarafından çıkartılması sonucunda iflas etmiştir. Bunun sonucunda, farklı yapılarla birlikte bin yıldır barış içinde yaşayan Ermeniler ve Türkler birbirine düşman yapılara dönüştürülmüştür.

Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Engellenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'nin 2. maddesine göre soykırım; ulusal, etnik, ırksal ve dinsel bir grubun bütününün ya da bir bölümünün yok edilmesi niyetiyle girişilen eylemleri kapsamaktadır. 1915 tehcirinde acı olaylar yaşanmış ise de soykırım olarak kabul edilemez.

1915 yılında yaşananlardan dolayı birilerine hesap sorulacaksa bu hesap Türkler ve Ermenilere değil, halkları birbirine kırdıran emperyal güçlere sorulmalıdır" dedi