Son yazdığı uzunca makalesinde, Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde yaşananları ele alıyor.
Anadolu Üniversitesi deyip geçmeyin, ülkemizin en güçlü üniversitelerinden biriydi. Orhan Oğuz kurdu, Yılmaz Büyükerşen parlattı, Engin Ataç ve daha pek çok hocamız da büyük katkılarda bulundu. TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal da oradandır!..
Prof. Gözler, Anadolu Hukuk’a yönelik uzunca makalesinin bir özetini bizimle de paylaştı. Tam da yargı reformunun konuşulduğu şu günlerde, eminiz ki size de ilginç gelecektir!..
Keyfi yönetim!
“Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Anabilim Dalı öğretim elemanı Dr. Melike Belkıs Aydın’ın görevine son verildiğini ve adı geçen fakültede hukuk felsefesi ve hukuk sosyolojisi derslerini vermek üzere de İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Yıldırım’ın görevlendirildiğini büyük bir üzüntüyle öğrenmiş bulunuyorum.
- Dr. Melike Belkıs Aydın, ülkemizin yetiştirdiği önemli bir hukuk felsefecisidir. Kendisi Türkiye’de hukuk hermenötiği konusunda uzmanlaşmış ender akademisyenlerden biridir. Ayrıca Sayın Aydın, edebiyat alanında da yayınları olan istisnai bir entelektüeldir.
- Yukarıda belirttiğimiz gibi, Prof. Dr. Mustafa Yıldırım, sadece ‘hukuk felsefesi’ dersini değil, aynı zamanda bahar döneminde ‘hukuk sosyolojisi’ dersini de verecek.
- Sayın Yıldırım’ın özgeçmişine bakıldığında, sayın profesörün hukuk sosyolojisiyle uzaktan yakından bir ilgisinin olmadığı anlaşılıyor.
- Hukuk Fakültesi’nde hukuk hocalarının görevlerine son verip, onların verdiği dersleri konunun uzmanı olmayan herhangi bir hocaya verdirmek, apaçık yanlış ve insanı isyan ettiren bir uygulamadır.
- Bugünlerde Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde bir şeyler oluyor. Neyin olduğunu ben tam olarak bilemiyorum ama olan şeyler neyse, bunlar, Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne sonradan gelmiş Prof. Dr. Hüseyin Özcan’ın Dekan, yine bu fakülteye sonradan gelmiş Dr. Öğretim Üyesi Ferhat Uslu’nun da Dekan Yardımcısı olarak atanmalarından sonra başlamıştır.
- Değerli meslektaşlarım. Masanın altında saklanmaktan bıkmadınız mı? Altına saklandığınız masanın sizi ömrünüz boyunca koruyacağını mı sanıyorsunuz? Yarın veya öbür gün, sizin görevinize, sizin unvanınıza, sizin verdiğiniz derse malum birileri göz diktiğinde, sizi de saklandığınız yerden bulup çıkaracaklar ve görevinizden atacaklar. O zaman konuşmanızın, bağırıp çağırmanızın size sağlayacağı bir yarar olmayacaktır. Yıllarca susmuş, ancak sıra kendisine geldiğinde konuşan bir kişinin sözlerine kim itibar eder?