adscode
adscode

Aziz Nesin 102 yaşında...

Roman, öykü, şiir, deneme ve makale konularında sayısız eser üreten yazdıkları farklı pek çok dile çevrilmiş ve eserleri toplamda 8 milyondan fazla baskı yapmış ünlü yazar Aziz Nesin 102 yaşında...

Aziz Nesin 102 yaşında...
Kültür Sanat
Bugün Türk edebiyatı ve yazım dünyasının yetiştirdiği en önemli yazar ve şairlerden Aziz Nesin'in 102. doğum günü yaşında. Türk Edebiyatı’na yaptığı büyük katkısı yadsınamaz boyutta olan dünyaca ünlü yazar, ardında, sayısız başarıyla dolu 80 yıl ile Nesin Vakfını bırakmıştı...

AZİZ NESİN KİMDİR?
Asıl adı Mehmet Nusret Nesin’dir 20 Aralık 1915’te Heybeliada’da doğmuş, 6 Temmuz 1995, Alaçatı’da hayatını kaybetmiştir. Bilinen adıyla Aziz Nesin, kısa öykü, tiyatro ve şiir dallarında pek çok yapıtı bulunan Türk mizah yazarıdır.
UNESCO’nun yayınladığı Index Translationum adlı dünya çeviri bibliyografyasına göre Aziz Nesin, Türkçe eser veren yazarlar arasında Orhan Pamuk, Yaşar Kemal ve Nazım Hikmet’in ardından eserleri yabancı dillere en çok çevrilen dördüncü yazar konumundadır.

Çocukluğu
Aziz Nesin, 20 Aralık 1915’te İstanbul Heybeliada’da doğdu. Babası Abdülaziz Bey Giresun’un Şebinkarahisar ilçesine bağlı Ocaktaşı köyünden gelerek İstanbul’a yerleşti ve bahçıvanlık yaparak geçimini sağladı.[3]

Öğrenim Hayatı
Aziz Nesin, 1924’te İstanbul Süleymaniye’deki adı daha sonra İstanbul 7. İlkokulu olarak değiştirilecek olan “Kanuni Sultan Süleyman İptidai Mektebi’nin 3. sınıfına girdi. İki yıl Darüşşafaka Lisesi’nde okuduktan sonra, 1935’te Kuleli Askeri Lisesi’ni, 1937’de Ankara’da Harp Okulu’nu bitirip teğmen oldu. Son olarak 1939’da Askeri Fen Okulu’nu bitirdi. Bu dönemde bir yandan da Güzel Sanatlar Akademisi Süsleme Bölümü’ne devam etti. Bir röportajında ona bu eğitim hayatının “Fikri takip” dedikleri şeyi getirdiğini belirtmiştir.
 

Çalışma Hayatı
Aziz Nesin, Ankara Harp Okulu’nu bitirmesinin ardından asteğmen rütbesiyle orduya katıldı. 1941’den başlayarak II. Dünya Savaşı yıllarında 2 yıl Trakya’da çadırlı ordugâhta görev yaptı. 1942’de Erzurum Müstahkem Mevkii İstihkam Taburu Bölük Komutanlığı’na atandı ve bir bomba kazasında yaralandı. Erzincan’da depremde yıkılmış bir cephaneliğin boşaltılmasıyla görevlendirildi. 1944’te Ankara’da Harp Okulu’nda açılan ilk tank kursuna katıldı. Aynı yıl Zonguldak’ta uçaksavar top mevzileri yaptırmakla da görevlendirildikten sonra üsteğmen rütbesindeyken “görev ve yetkisini kötüye kullandığı” suçlamasıyla askerlikten uzaklaştırıldı.

Nesin, 1945'de askerlikten ayrıldıktan sonra Karagöz gazetesinde ve Yedigün dergisinde redaktörlük ve yazarlık yaptı, profesyonel olarak yazarlığa başladı. Ayı yıl Tan gazetesinde köşe yazarlığına başladı.
1946 yılında, Sabahattin Ali ile birlikte Marko Paşa ve süreği olan gülmece gazetelerini çıkaran Nesin, 1947'de Bursa'ya sürgün edilerek gözaltında tutuldu. 

1952'de İstanbul'da yeni kurulmaya başlanan Levent'te bir dükkan kiralayarak Oluş Kitabevi'ni açan Nesin, sabahları Levent'teki evlere gazete dağıtıyordu.

Ancak, iki küçük çocuğuyla birlikte Levent'teki kitabevinden geçimini sağlayamayınca, 1953'de Beyoğlu'nda Bursa Sokağı'ndaki yeni yapılmış hanın bir odasında "Paradi Fotoğraf Stüdyosu'nu bir ortağı ile birlikte kurdu.

1955'de Halil Lütfü Dördüncü'nün "Yeni Gazetesi"nde köşe yazarlığına başlayan Nesin, 1956'da İtalya'da (Bordighera'da) yapılan uluslararası gülmece yarışmasında birincilik ödülü olan Altın Palmiye'yi "Kazan Töreni" adlı öyküsüyle kazandı. Nesin, 1957 yılında da aynı yarışmada, aynı ödülü "Fil Hamdi" adlı öyküsüyle ikinci kez kazandı. Kazandığı ilk Altın Palmiye'yi, 1960 yılında devlet hazinesine bağışladı.

Nesin, 1961'de Tanin Gazetesi'nde köşe yazarlığına başladı, aynı yıl Zübük adlı haftalık bir gülmece gazetesi çıkarmaya başladı. 
 

Özel Hayatı
Aziz Nesin, iki kere evlenmiş, Vedia Nesin ile yaptığı ilk evliliğinden Oya (d. 1940) ve Ateş (d. 1942), Meral Çelen ile yaptığı ikinci evliliğinden ise Hüseyin Ali (d. 1956) ve Ahmet Aziz (d. 1957) adlarında toplam 4 çocuk sahibi olmuştur.
 

Mizah ve sanat anlayışı
Yapılan bir röportajdan alıntı… Aziz Nesin; mizahı, sanatçıyı ve sanatını şu şekilde tanımlamaktadır.
« …Mizah deyince halk yararına işlevi olan görevci mizahı anladığımı baştan söylemeliyim…Beni mizah yazarlığına iten etken, o günkü ortamın koşullarıydı. Kısaca şunu söyleyeyim; genellikle yoksunluk ve yoksulluk, yaşamından gelen bir kızgınlık, öfke, bir hınç alma biçimidir mizah…Her zorluk, her acı çeken ille de mizahçı olmaz elbet, ama bu ağır koşullar kişinin mizahçı yeteneğini geliştirir…Mizahçının yetişmesi için gerekli bireysel koşuldan da anlaşılacağı üzere, mizah, bir yıkıcılıktır. Mizahçı kırgınlıklarını, nefretini, kinini, öfkesini, hıncını, bilinçli bir biçimde gerçekten yıkılması gereken hedefe yöneltebilir ve mizah silahını halk yararına kullanabilirse, bir olumlu yıkıcı olur…Sınıfsal bilinci olan her yazar, ister istemez güdümlü olduğunu, kendi kendini güdümlediğini bilir.Sınıfsal bilince sahip bir yazarı, bir sanatçıyı güdümlü kılmak hiçbir politikacının hiçbir yönetmenin haddi değildir… Sanatın işlevi?…Bu konuda başkalarınınkine uymayan düşünceler içindeyim…Sanatçının kendini, kendi sınıfıyla özdeşleştirmesi koşuluyla, sanatın işlevi, sanatçının kendini dışlaması, varlaması, ortaya koyması demektir. Sınıfıyla özdeşleşmiş olduğundan, kendini anlatırken sınıfını anlatmış olur.
 

AZİZ NESİN TARAFINDAN SÖYLENMİŞ 5 ÖNEMLİ CÜMLE
1. Hayalim; küçük bir çocuğa ‘ne kadar seviyorsun’ dediğinde, açıp elini iki yana ‘İşte bu kadar’ derken ki o masum sevgiyi bulmaktı.
2. Aynı kağıdın arka ve on yüzleri gibiyiz. Sonsuza dek beraber; ama hiçbir zaman birbirlerini görmeyen.
3. Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın, diyerek yaşattığınız yılanların bir sonraki hedefi siz olursunuz.
4. Ne kadar kalmak istesek de bazen gitmek zorunda kalırız. Ve ne kadar gitmek zorunda olsak da kalmaktan yanadır sol yanımız.
5. Türk erkeğinin dünyanın en kıskanç erkeklerinden biri olmasının sebebi; sevgililerine değil, kendilerine güvenmediklerindendir.

Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)