Bankalar ardı ardına faizleri düşürüyor

Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Bali, bankanın ekonominin yaşadığı sorunları dikkate alarak ticari, bireysel ve kredi kartı faizlerini düşürme kararı aldığını söyledi.

Dün düzenlenen toplantıda konuşan Bali, "Yılsonuna kadar esnaf ve küçük işletmelere (azami 50 çalışanı ve cirosu 8 milyon işletmeler) yeni taleplerinde azami 100 bin TL'ye kadar aylık yüzde 0,99, bugünkü yıllık bileşik maliyetlere bakıldığında 3 puandan daha fazla aşağıya tekabül eden bir yeni kredi paketini sunuyoruz" dedi.

Bali, "Ağustos ayında konut kampanyası başlatılmıştı. Biz de buna destek vermiştik. Şimdi bu konut kredisi faiz oranını yüzde 0,95'ten yüzde 0,90'a çekiyoruz. Taşıt kredilerini sıfır kilometre araçlarda yüzde 1,18'den yüzde 1,10 seviyesine indiriyoruz. İhtiyaç kredilerini çeşitli vadelerde değişmek üzere en düşük faiz oranını yüzde 1,20'den yüzde 1,15 seviyesine çekiyoruz. Kredi kartlarında tavan faiz oranını yüzde 2,02'den yüzde 1,90 seviyelerine indiriyoruz. Fonlama ve aracılık maliyetlerinde düşüş gözlememiz halinde indirimlerimize devam edeceğiz" şeklinde konuştu.

İş Bankası olarak bölge, segment ayrımı yapmadan her kesime kredi imkanı sunduklarını açıklayan Bali, 30 Haziran itibarıyla yeniden yapılandırılan kredi bakiyesinin 5,5 milyar TL düzeyinde olduğunu, bunun 2,9 milyar TL'sinin ticari kredilerden oluştuğunu söyledi.

'Toplum sağlam durdu'

15 Temmuz darbe girişiminde finans sektörünün sağlam bir duruş sergilediğini belirten İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, böyle zor dönemlerde İş Bankası'na ve İş Bankası gibi ölçeği itibarıyla etkili olan kuruluşlara özel görevler düştüğünü söyledi.

Darbe girişiminde olağan dışı bir mevduat çıkışı yaşanmadığını, faiz oranlarını yükseltmeye dair herhangi bir zorlukla karşılaşmadıklarını belirten Bali, ilk haftada perakende müşterilerden satışlarla 11 milyar doların üzerinde satış yapıldığını belirtti.

Bali, "Bu olağanüstü kıymetli bir reflekstir. İnsanlar sokaklarda canları pahasına tankları durdurdular. Ama bir tek onunla da kalmadılar. Ekonomik bir refleks gösterdiler. İşlerimizi iyi yönetmemizde bize büyük katkı sağladılar. Üçüncü sınıf ülke olma riski ile karşı karşıya iken, birinci sınıf demokrasi imtihanı verdiğimizi düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

'Fahiş vade farkı olmasın'

Bali, reel sektöründen de hadiseye aynı olgunlukta yaklaşım beklediklerini belirterek fahiş vade farkları olmaması gerektiğini söyledi.

Acenta anlamında, tedarik zincirinde durumu zora düşenlerin ödemelerinde vade konusunda reel sektöründe hassasiyet içinde olması gerektiğini ifade eden Adnan Bali, şunları söyledi:

"Bir taraftan bankacılık sisteminin faiz oranlarından şikayet edeceksin, diğer taraftan fahiş vade farkları uygulanmamalıdır. Vadelerde muhataplarını güçlükler içerisine sokacak imkanlarınız var diye bu güçler kullanılmamalıdır. Biz bankacılık sektörü olarak hangi olgunlukta davranıyorsak, aynı olgunluğu muhataplarımızdan beklemek zorundayız."

Krize karşı dalgakıran olmalıyız...

Kurumların sahip oldukları sermaye ve özkaynağı bir yere istifleyerek kendilerini korumaları için toplum tarafından bahşedilmiş bir şey olmadığını ifade eden Adnan Bali, şöyle konuştu:

"Hiç unutmamamız gereken bir şey var. Bütün sermayemizi ve bütün özkaynağımızı bu ülkeden kazandık. Şu anda zorluklarını yönetmemiz gereken müşterilerimizden de kazandık. Böyle büyük kuruluşlar sadece kendilerini koruma refleksi ile örneğin kriz beklentisiyle, krize hazırlık yapıyorum diye bazı politikalar ve aksiyonlar alırlarsa maalesef ölçekleri nedeniyle de krize karşı hazırlık yapmış olmazlar, krizi hazırlamış olurlar. Ölçekleri itibarıyla ekonomi üzerinde sistemik etkiler yaratma imkanı olan kurumlara düşen, o krizin olumsuz etkilerini mümkün olduğu kadar hiç kimseye yaşatmayacak şekilde adeta dalgakıran gibi krize karşı davranış geliştirmek olmalıdır."


Milliyet