Pozitif bilimin temellerini atan bir medeniyetin çocukları olduklarını belirten Bayraktar, 17. yüzyıldan sonra batının çok daha öne geçtiğini söyledi.
Bayraktar, havacılık özelinde bakıldığında dünyada ilk motorlu uçuşun 1900'lü yıllarda başladığını dile getirerek, bu dönemde Osmanlı İmparatorluğu'nun havacılık filoları kurduğunu, bunun yanında Cumhuriyetin ilk yıllarında ciddi bir girişim rüzgarı estiğini fakat çalışmaların bürokrasi ve dış müdahalelerle engellendiğini anlattı.
Havacılıkta o yakalanan dalga devam ettirilmiş olsaydı bugün uzay araçlarından bahsetmiş olacaklarına işaret eden Bayraktar, "Biz çok daha önce başlıyoruz ama maalesef bunu kaybediyoruz. Peki bir sonraki dalga dediğimiz havacılıktaki paradigma değişimi nerede başladı? İnsansız hava araçlarıyla birlikte gerçekleşiyor" diye konuştu.
Bayraktar, yaptıkları insansız hava araçlarının diğerlerinden ayrıştıran unsurun yazılımları olduğunu ifade etti.
Öğrencilere bitmiş yarışlara değil, yarının yarışlarına bugünden hazırlanmalarını vizyon olarak tavsiye eden Bayraktar, "Bugün bitmiş yarışlarla yarışmaya kalktığınızda düşünün otomotiv sektörünü... Dünya devleri var ve ülkeler neredeyse yarışamıyor. Yarının teknolojisine bugünden hazırlanmanızda son noktayı yakalamanız mümkün. Biz hep böyle yaptık." dedi.
"Bayraktar TB2 dünyada en çok konuşulan insansız hava aracı"
Bayraktar, Türkiye'nin kendi sınıfında en iyisi diyebilecekleri insansız hava araçları yaptıklarını vurgulayarak, Bayraktar TB2'nin Karabağ ve diğer bölgelerde gösterdiği başarılardan dolayı dünyada en çok konuşulan insansız hava aracı olduğunu dile getirdi.
Bugün Türkiye'de savunma sanayisinde yerlilik oranının yüzde 70'lerin üzerine çıktığını, Bayraktar TB2'de yüzde 93 oranında gerçekleştiğini belirten Bayraktar, şöyle devam etti:
"Biz bu insansız hava araçlarımızı sahada geliştirdik diyebilirim. Bizim için kolay yolu seçmemek, sistemin gösterdiği yoldan değil de kendi bildiğimiz doğrudan gitmiş olmak aslında uzun vadede, orta vadede en büyük avantajımız haline dönüştü bir anlamda. Niye? Çünkü bu sayede biz sahada askerle birlikte yaklaşık 2006'dan beri son harekatlar da dahil mühendislerimizle birlikte sahada bunları en hızlı şekilde, en seri bir biçimde eksiklerini görerek düzeltmek üzere çalıştık. Şu anda sürekli devam ediyor. Yani bürokrasinin koridorlarından uçurmaya çalışmayıp hak bildiğimizden, doğrudan ayrılmadan sahada askerle birlikte bu teknolojiyi geliştirmiş olmak bir taraftan da dünyanın en iyisini yapmamızı sağladı çünkü en yüksek teknolojiyi dahi tutup muharebe şartlarına götürdüğünüzde soğukta çalışmayacaksa veya şarj edemeyecekseniz mevcut güç sistemlerinizle sırtınıza ancak yük olur."
Selçuk Bayraktar, Baykar'ın şu anda dünyada en fazla ülkeye insansız hava aracı ihraç etmiş firma olduğunu söyleyerek, "Dünyada Türkiye bu alanda ilk üçte diyebilirim. 19 ülkeye ihracat sözleşmesi imzalanmış durumda. Bunların da birçoğuna ihraç edildi. Bütün gelirlerinin yüzde 90'ından fazlasını Baykar yurt dışı ihracatından elde ediyor. Buradan elde ettiği gelirle de yeni platformları geliştiriyoruz, insanız savaş uçağıyla uğraşıyoruz." şeklinde konuştu.
"Bu uçaklar da muharebede devrim yapacaklar"
Baykar'ın gelecek çalışmalarına değinen ve şu anda Bayraktar TB3 dedikleri platformun dünyanın ilk gemiye konuşlu SİHA'sı olacağını vurgulayan Bayraktar, şöyle devam etti:
"Bu konvansiyonel sabit kanatlı bir insansız hava aracı şeklinde geliştirdiğimiz bir platform. MİUS dediğimiz insansız hava aracıyla birlikte bu uçaklar, hem Bayraktar TB3 hem de MİUS bir gün devreye girerlerse nasıl ki Bayraktar TB2 SİHA'larımız filolar halinde uçarak muharebe tarihinde paradigma dönüşümüne neden oldular, bu uçaklar da muharebede devrim yapacaklar. Şu an Bayraktar TB3'ün geliştirme faaliyeti devam ediyor. Biraz daha büyük bir uçak, 1200 kilogram civarında ve neredeyse en ufak bir müdahale olmadan gemiye inip kalkma kabiliyetine sahip olacak şekilde tasarlanıyor. MİUS da 6 ton civarında 1500 kiloluk faydalı yüke sahip az görünür nitelikte tasarladığımız bir dahaki yıla ilk prototipini, ilk uçuşunu hedeflediğimiz ülkemizin ilk insansız savaş uçağı. Yine kısa pist gemilere inip kalkma özelliğine sahip olacak şekilde tasarlanıyor."
Bayraktar, Baykar'da verdikleri mücadeleden edindikleri tecrübeyle bir çiçekle baharın gelmeyeceğini gördüklerine işaret ederek, "Bizim daha iyi insansız hava aracı yapabilmemiz için hem ekosistemin hem toplumsal paradigmanın dönüşmesi gerekiyor. Bu maksatla Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı'nı kurduk." dedi.
Bu vakıf kapsamında burs programları, deneyimleyerek temel bilimleri ve teknolojiyi öğreten eğitim programları düzenlediklerini anlatan Bayraktar, şu anda 57 ilde 81 atölyenin geleceğin yüksek teknolojisini yapacak gençleri yetiştirdiğini kaydetti.
Bayraktar, bu yıl Teknofest'in Karadeniz'de yapılacağını hatırlatarak, "Teknofest bir fuar değil, Teknofest bir hava gösterisi de değil. Teknofest bir toplumsal paradigma dönüştürme etkinliği. Türkiye teknoloji geliştirmede dünyada hak ettiği yere gelecek" diye konuştu.
Bayraktar, sunumunun ardından Gebze Teknik Üniversitesi'ndeki teknoloji takımları tarafından yürütülen projelerin sergilendiği stantları gezerek, öğrencilerle sohbet edip, fotoğraf çektirdi.
AA