Derslerinin her kademede zorunlu olmasını isteyen Bilişim Teknolojileri Öğretmenleri seslerini duyurmak için ilginç bir yola başvurdular. Atanmış, atama bekleyen Bilişim teknolojileri öğretmenleri ve halihazırda üniversitelerde eğitimlerine devam etmekte olan Bilişim Teknolojileri Öğretmenliği bölümü öğrencileri büyük bir birliktelik örneği gösterdiler ve aralarında para toplayarak Ankara’nın çeşitli yerlerinde Billboardlar kiralayarak afişlerini bastırdılar. Bilişim öğretmenleri Bilişim Teknolojileri ve Yazılım dersinin öneminin artık ülkemizde de farkına varılmasını aynı zamanda birçok sıkıntıyla karşılaşılan Fatih projesinin de Bilişim Öğretmenleri olmadan başarıya ulaşamayacağını belirttiler. Bilişim Teknolojileri Öğretmenleri mesleki kariyerlerinin hiçe sayılarak onlara alternatif olarak Milli Eğitim Bakanlığı’nın açtığı 100 Saatlik BTR(Bilişim Teknolojileri Rehberliği) kurslarına da tepkilerini dile getirdiler. Birçok gelişmiş ülkede erken yaşta başlayan Bilişim Teknolojileri ve Yazılım dersinin ülkemizde de erken yaşlardan başlamasını talep eden Bilişim Teknolojileri Öğretmenleri başta başbakan olmak üzere Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’ya ve Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Emin Karip’e seslerini duyurmaya çalışıyorlar.
Bilişim Teknolojileri Öğretmenleri Şunları Söyledi:
“KÜÇÜK YAŞTAN YAZILIM KÜLTÜRÜ OLUŞTURABİLMEK İÇİN BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE YAZILIM DERSLERİ HER KADEMEDE ZORUNLU OLMALIDIR.”
Bilişim Teknolojileri öğretmenleri bilişim derslerinin her kademe zorunlu olmasının ülkemiz açısından oldukça önemli olduğunu dile getiriyorlar. Özellikle de bu eğitimin küçük yaştan verilerek yazılım kültürünün oluşturulması gerektiğini ifade ediyorlar. Dünya ülkelerinin bilgi toplumu olma yolunda bir yarış ve rekabet içerisinde olduğu çağlardayız. Artık hayatımızın her alanına giren teknoloji insanlara birçok yönden yarar sağlamaktadır. Lâkin teknolojinin bilinçsiz kullanımı yarardan çok zarara neden olduğu da aşikardır. Teknolojiyi ve özellikle de yazılım sektörünün bilgisayar ya da akıllı telefonlarla çokça vakit geçirip, fazlaca kullanıldığı için bu konuda bilgi sahibi olunduğu anlamına gelmediğinin farkına varılması gerekmektedir. Zira kullanım konusunda ülke olarak çok üst sıralarda yer almamıza rağmen, iş üretim konusuna gelince oldukça geride olduğumuz görülmektedir. Yazılım sektörü diğer sektörlerle karşılaştırıldığında en fazla genç nüfusun istihdam edildiği sektör olarak da karşımıza çıkmaktadır. Yazılım sektöründeki gelişme aynı zamanda ülkenin işsizlik oranında da önemli bir azalma sağlamaktadır. Örneklemek gerekirse, yazılım üretimi konusunda başarı öyküsü haline gelmiş Hindistan’da yazılım sektörüne yönelik girişimlerin başladığı yıllar olan 80’li yılların ikinci yarısında yazılım sektöründeki iş gücü 2000’li yılların başında yaklaşık 48 kat artarak 284.000 kişiye ulaşmıştır. Ekonominin tüm kollarını etkileyen yazılımı üretmek için en önemli girdinin akıl ve yaratıcı güç olduğunu düşünürsek, Türkiye de genç bir nüfusa sahiptir ve nüfusumuzun yarısı 25 yaşın altındadır. Bunlara paralel düşünürsek yazılım ve teknoloji Ülkemiz açısından oldukça önemlidir. Ülkemizde son yıllarda Milli Eğitim Bakanlığı Fatih projesini geliştirerek eğitim de teknolojiye çok önem verdiğini göstermiştir, ama bu sürecin bilinçli bir şekilde yürümesi için okullarımızda Bilişim teknolojileri ve yazılım derslerinin işi bilen öğretmenler tarafından verilmesi gerekmektedir. Bunun için de daha önce belirttiğimiz gibi dersimiz okullarımızın her kademesinde zorunlu olmalıdır.
Bilişim Teknolojileri Öğretmenlerinin Sorunları
BT öğretmenleri ülkemizde yıllardır kontenjan dağılımında büyük haksızlıklara uğramıştır. Oluşumu çok yakın zamanlarda olan bölümümüzün dersleri sürpriz bir kararla kaldırılmıştır(2012 öncesi). Bu ilginç kararla açılan 30 bin laboratuar ve o zamana değin büyük umutlar taşıyan projeler de askıya alınmıştır. Nitekim harcanan milyarlar boşa gitmiştir. Neyse ki 2013 Mayıs ayında dersimiz 5. ve 6. sınıflardan başlamak üzere ortaokullarda zorunlu olmuştur. Bu kapsamda 2013 Ağustos ayında 1576 Bilişim Öğretmeni ataması yapılmıştır. Bu miktar önceki senelere göre oldukça büyük bir artış gibi görünse de mevcut bilişim öğretmeni ihtiyaç sayıları ile oranlandığında olması gereken, beklenen sayının çok altında kalmıştır. Yani dersimizin zorunlu ve açığımızın 6000 sayılarına ulaştığı dönemde 1576 atama kadrosu verilmiştir. Hepimiz bilmekteyiz ki Türkiye tarihinin en büyük Eğitim Projesi olan FATİH PROJESİ uygulanmaya başlamıştır. Böyle bir projede bilişimcilerin ön ayak yapılmaması, asıl yükün bilişimcilerin çekmesi beklenirken küçük maliyet kaçınmaları bahane gösterilerek projenin hizmet (öğretmen) ayağının ihmal edilmesi kaygı uyandırmaktadır. Türkiye’deki tüm okullarda müdürler de her okulda en az 2 Bilişim Teknolojileri Öğretmeni olması gerektiğini her fırsatta dile getiriyorlar. Özellikle Fatih Projesi başlayan okullarda ki müdürler okullarında Bilişim Teknolojileri Öğretmeni olmamasının sıkıntılarını yaşıyorlar. Diğer bir sorunda BTR görevi, MEB tarafından belirlenen ilgili mevzuata göre Bilişim Teknolojileri Öğretmenlerince yürütülür. Yani bizler bu görevi yerine getirebilmek için 3024 saat yani 4 sene boyunca eğitim almaktayız. Fakat şu günlerde sıkça rahatsızlık veren bir olgu var ki o da MEB tarafından açılan ve süresi yalnızca 100 saat olan kurslar ile bu görev diğer branş öğretmenlerine verilmektedir. Branş öğretmenleri ile yapılan mülakatlarda edinilen sonuç ise öğretmenler görevi yalnızca ek ders fırsatı olarak görmektedir. Yani hem Türkiye tarihinin en büyük eğitim projesi olan FATİH baltalanmakta, hem de okulların ilgili görevin ürünü olan bilişim ihtiyaçları karşılanamamaktadır.
Öncelikli olarak bu konularda seslerimizin Sn. başbakanımızın ve ilgili MEB yöneticilerin duyması ümidiyle Bilişim Öğretmenleri olarak afişler hazırlattık ve Ankara genelinde bilboardlarda yayımlanmasını sağladık. Bilişim Öğretmenlerinin sorunlarına kalıcı çözümler bulunması dileğimizle.
“Bir ülkedeki herkesin bilgisayar programlamayı öğrenmesi gerek, çünkü insana düşünmeyi öğretir.” Steve Jobs
Teşekkürler…
