Ayten Alpman’ın Bir Başkadır Benim Memleketim şarkısını kim bilmez ki.
“Havasına suyuna taşına toprağına
Bin can feda bir tek dostuma
Her köşesi cennetim ezilir yanar içim
Bir başkadır benim memleketim” diye başlar ve devam eder.
Muğla, Afyon, Burdur, Isparta ve Konya’nın bazı bölümlerini içine alan birkaç günlük hızlı bir tur yaptık. Hemen her yerde bereket fışkırıyordu.
Tarlalar dolu doluydu.
Peki, çiftçiler mutlu muydu? Evet demek çok zor.
Doğal gazımız, petrolümüz, madenlerimiz yok diye üzülür dururuz.
Oysa dört mevsimi bir arada yaşayan muhteşem bir coğrafyamız ve onlarca medeniyete ev sahipliği yapan güzeller güzeli bir ülkemiz var.
Bırakın diğerlerini, tarımı ve turizmi hakkıyla yapabilsek, o çok özendiğimiz ülkelerden on adım daha önde olmamız işten bile değil.
Son durağımız, Selçuklu’nun, Alanya ile birlikte ikinci yazlık başkenti Beyşehir’di.
Hemen her yönüyle görülmesi, yaşanması, analiz edilmesi gereken bir kent. Böylesine görkemli bir geçmişe, verimli topraklara, inanılmaz su kaynaklarına sahip olup da nasıl öyle kıyıda köşe de kalmış, anlamak mümkün değil!
Ülkemizin her karesi için yapılacak çok iş var hem de çok iş…
Her biri ayrı bir değer
Haritamızı ya da gittiğiniz, gezdiğiniz, sizde iz bırakan kentlerimizi gözünüzün önüne getirin.
Adana’yı, Mersin’i, Diyarbakır’ı, Van’ı, Samsun’u, Trabzon’u Rize’yi, Edirne’yi, Kırklareli’yi, Manisa’yı, Bursa’yı, Balıkesir’i, Çorum’u Yozgat’ı, Tokat’ı, Erzurum’u, Erzincan’ı Bayburt’u, Malatya’yı, Mardin’i, Kahramanmaraş’ı, Şanlıurfa’yı, Niğde’yi, Aksaray’ı, Amasya’yı, Eskişehir’i, Yalova’yı, Ağrı’yı, Hatay’ı, Bitlisi ve tabii ki Ankara’yı, İstanbul’u, İzmir’i, Antalya’yı unutmak mümkün mü?
Her biri ayrı bir destan, her biri ayrı bir güzellik, her biri ayrı bir cennet.
Bergama, İskenderun, Merzifon, Alanya ve daha niceleri gibi…
Seyahat zamanı
Zamanınız ve yol ve konaklamaya yetecek kadar da paranız varsa alıp başınızı bir yerlere gidin. Anadolu sizi yenileyecektir.
Rotanız yıllardır görmeyi hayal ettiğiniz kentlerden biri de olabilir, o kenti içini alan bir bölge de.
Yeter ki karar verin ve yola çıkın.
“Sarı yaz” seyahat için en güzel dönemlerden biri. Ne sıcağıyla bunaltır ne de soğuğuyla üşütür.
Fiyatlar yaz fiyatı değil. Normale dönmüş. Çarşı, pazar seviyorsanız doğa size inanılmaz alışveriş olanakları sunuyor.
Hemen her yer buram buram tarih kokuyor. Denizler hâlâ sıcak, gün doğumu ve gün batımları hâlâ seyredilmeye doyulmayacak kadar inanılmaz tonlarda.
