Seçim öncesi, vaatler havada uçuşuyor.
Muhalefet proje sundukça, iktidar da çıtayı yükseltmeye başladı.
İktidar ile muhalefet arasındaki önemli tartışma konularından birisi de öğretmen ataması.
İktidar, atama bekleyen öğretmenlere, bir türlü müjde veremiyor, muhalefet de kesenin ağzını hepten açtı!
Bir milyon öğretmen sözü verdi!
Peki, bu mümkün mü?
Daha da önemlisi, çok uzun yıllardır atama bekleyen, diğer meslek mensupları ne olacak?
Bu arada bedelli konusunda, çözüm arayışı, her gün farklı bir şekle bürünüyor.
Madem ki, bu kadar gerekliydi, neden bugüne kadar gerçekleştirilmedi, neden seçim sonrasına öteleniyor?..
Vaat mi, realite mi?
2017 KPSS ile alınan, atanan öğretmen yok.
Mülakat sonuçları hâlâ açıklanmadı.
40 bin atama isteyen öğretmenlerin sesine ise kulak veren yok.
İşte böylesi bir ortamda bir milyon öğretmen atamasından söz ediliyor ki, ciddiye almamak mümkün değil.
Peki, bu gerçekleşir mi?
Gelin önce, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun, katıldığı bir televizyon programında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın atama isteyen bir öğretmene, “Onları Kılıçdaroğlu yapar size” dediğinin hatırlatılması üzerine, söylediklerine bir göz atalım:
“Arada bir Allah doğruları söyletiyor. Evet, onları ben atayacağım. Atama bekleyen öğretmen kavramını kaldıracağız. Atama bekleyen çok sayıda öğretmenimiz var. Erdoğan, bizim eğitim programımızı bilmediği için ne söyleyeceğini bilmiyor. Birinci etapta 1 milyona yakın atama bekleyen öğretmen atanacak. Kadrolu öğretmen, sözleşmeli öğretmen uygulamasına da son vereceğiz. Milli eğitim politikalarını yeniden şekillendirmeyi düşünüyoruz.”
Kılıçdaroğlu, Show TV, Habertürk ve Bloomberg HT ortak yayınında, ayrıca, taşımalı eğitimi ve birleştirilmiş sınıf uygulamasını tamamen kaldıracaklarını, nerede bir öğrenci varsa, orada öğretmen ve okul olacağını, çocuğun bütün eğitim harcamalarının kamu tarafından karşılanacağını söyledi...
Eminiz ki, bir hesap kitap yapılmıştır. Özellikle de, kadro konusunda çok ketum olan Maliye Bakanlığı, bu işe ne der bilmiyoruz.
Ama öğretmen atama sisteminin bir düzene konulması, arz ile talep arasındaki bir dengenin kurulması, yani hemen her alanda olduğu gibi eğitimde de insan gücü planlamasının yapılması, çok yerinde olur!..
Köy okulları!
Köy okullarının yeniden açılıyor olması, çok sevindirici ama köylerde yaşamın yeniden canlanması için önce ekonomik tedbirlerin alınması ve tıpkı Köy Enstitüleri modelinde olduğu gibi sınavlara değil, yaşama dönük bir eğitimin kurgulanması gerekir.
Peki, bu konuda projeler var mı?
CHP var diyor!
Keşke açıklansa da, enine boyuna tartışılsa!
Öyle ya da böyle, eğitim, öğretmen ve öğrencilerin, seçimden seçime de olsa, siyasetin gündemine girmesi çok hoş.
Eğitime ve gençlere yönelik bu sıcak bakış, umarız kalıcı olur ve umarız verilen sözler, bir an önce yerine getirilir!..
İnsan gücü planlaması
Son dönemde, sürekli insan gücü planlamasından söz ediyoruz. Çünkü çok önemli ve bugünkü sorunlarımızın, pek çoğunun temelinde, bu konudaki duyarsızlığımız yatıyor!
Madem ki, nüfus planlamasından vazgeçtik, o zaman, doğan her çocuk için sanki kendi çocuğumuz gibi, gelecek planlaması yapmak zorundayız.
Yoksa güçlü devlet olmanın gereğini yerine getirmemiş oluruz!
Bu amaç için kurulmuş kurumların, görevini yerine getirdiğini ya da siyasetin bu konuyu ciddiye aldığını söylemek mümkün değil.
Eğer öyle olmasa, sürekli öteledikleri konuları, seçimden seçime, temcit pilavı gibi önümüze getirirler miydi?..
Yazının devamı için tıklayınız !