adscode
adscode

Biriktirme alışkanlığı, müzecilik ve kalıcılık

Her şeyinizi saklayanlardan mısınız yoksa anılar da dahil her şeyi geride bırakanlardan mı?..Öyle biriktirme alışkınlığı olanlardan değilim ama önceki gün Demirel Müzesi’ni görünce gıpta etmedim değil.

Biriktirme alışkanlığı, müzecilik ve kalıcılık
Milliyet Diyalog
Her şeyini ama her şeyin saklamış. Kırık kaleminden okuduğu kitaplara, armağanlarından şapkalara, karikatürlerden kravatlara her şeyi ama her şeyini tek tek özenle korumuş. Hem de ta çocukluğundan beri.

Belli ki günün birinde bir müze açacağına çok önceleri karar vermiş. Yoksa bu kadar birikim ve detay zor bir araya gelirdi. Tabii bir de kardeşi Şevket Demirel ve kızları Nihan ve Neslihan’ı unutmamak gerekir...

Öğrenmenin yaşı yok derler. Çok doğru. Demirel’inki gibi bir maziye sahip olmak da kolay değil ama herkesin kendine göre bir geçmişi var. Bugüne kadar hiçbir şey yapmamış olsanız bile, şu andan itibaren anılarınızı, eşyalarınızı, belgelerinizi, hediyelerinizi yani sizin için kıymetli olan ne varsa biriktirmeye başlayabilirsiniz...

Her şey değerli
Birkaç kuşak sonra unutulanlardan biri mi olmak istersiniz yoksa daha uzunca bir süre hatırlanmak mı?
Pek çoğunuz, benden sonra tufan diyebilir. Ama öyle değil, asırlar öncesinden gelenlere nasıl saygıyla bakıyorsak, yarın sizlere de öyle bakılabilir.
Anıları biriktirmek ya da müze kurmak için ille de ünlü olmanız gerekmiyor. Herkes kendi çapında harikalar yaratabilir.
İlk karnenizi yıllar sonra gördüğünüzde, ilk patiğiniz ya da oyuncağınızla karşılaştığınızda, adını bile unuttuğunuz arkadaşlarınıza yazdığınız satırlarla yeniden buluştuğunuzda, emin olun heyecanlanacaksınız. Hele ki fotoğraflar, satır satır okunan kitaplar ve en önemlisi de bir daha asla geri gelmeyecek olan o yıllara ait detaylar. Bırakın sizden sonrakileri, emekli olup köşenize çekildiğinizde, eminim ki sizi de fazlasıyla mutlu edecektir...

Perde arkası
Bu konuda kimilerimiz şanslı olabilir. Örneğin, bugünün teknolojisi sayesinde yazdığımız her yazı, yaptığımız her program, gerçekleştirdiğimiz her röportajı, dijital ortamda her zaman bulmanız mümkün.
Peki, ya kulislerde konuşulanlar, yazdıklarımızdan çok yazmadıklarımız, ilk kalemimiz, ilk yazımız, ilk daktilomuz, ilk bilgisayarımız, ilk tabletimiz ve bırakın bütün bunları dağda bayırda elle yazıp, telefon ya da faksla yazı işlerine yetiştirmeye çalıştığımız o zor günler? Hepsi unutuldu gitti.
Oysa son 35 yılda yaşadıklarımız, basın tarihinde yüzlerce yıllık gelişmeyi beşe ona katlamış durumda...

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYIN!
 

Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)